Yeni bir devrim daha oldu

Şehre suyu taşımak için 4 YY'da tamamlanan cânım Bozdoğan Su Kemerinin altında temel hak ve özgürlüklerin doğal akışının engellemek için kurulan dizi dizi polis barikatları

Kaskları, yüzlerine inen siperlikleri, copları, kalkanlarıyla unutulmayacak bir resim

Cumhur İttifakı'nın ve Türkiye'deki rejimin resmi bu Bu ülkenin gerçek sahibi olan halktan duydukları korkunun ve bu halka besledikleri nefretin resmi.

Bugünkü iktidarı bu resimden daha iyi anlatacak hiçbir şey yok.

Ayrıca bu 1 Mayıs inadı, bu rejimin Anayasa ile kendisini bağlı görmediğini de bir kez daha kanıtladı.

Anayasa'nın 153. Maddesi gereği Anayasa Mahkemesi kararları herkesi, her kurumu bağlar.

Anayasa'nın 11. Maddesi gereği de Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Bu CB hükümet sisteminde biz gördük ki önce bazı hakimler AYM kararını uygulamadılar, "Türk milleti" adına karar verirken bu milletin anayasasını yok saydılar.

Sonra HSK, suç işleyen hakimleri koruyarak AYM kararını uygulamadı ve milletin anayasasını yok saydı.

Sonra Can Atalay davasında, Yargıtay 3 CD'sinin 5 üyesi AYM kararına direndi, milletin anayasasını yok saydı.

Sonra TBMM'de rejimin üyeleri çoğunluk ile AYM kararını uygulamadı, Anayasa ile bağlı olmadıklarını ilan ettiler. Milletin evinde milletin vekilleri, milletin anayasasını yok saydı.

En son İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi AYM'nin "1 Mayıs Taksim'de kutlanır, yasaklanması hakkın özünün ihlalidir" kararını uygulamadı.

Böylece Türkiye'deki bu rejim sokaklarda, meydanlarda, Bozdoğan Su Kemeri önünde milletin anayasasını yok saydıklarını sadece Türkiye'ye değil bütün dünyaya ilan ettiler.

Gazetemiz Karar'daki ilk yazımda şöyle yazmıştım:

"Biliyorsunuz artık bir Türk atasözüne döndü, 'Anayasa Mahkemesi'ni dinlemeyen hakimler var' cümlesi.

Hukuktan kopup yargı kararlarının, bunun meydana getirdiği hukuksuzluğun ülke ekonomisini çökerttiği ilk defa çok geniş halk kitleleri tarafından anlaşıldı.

Belki kimse farkında değil ama toplumun bu gerçeği algılaması Türk tarihinin en büyük devrimlerinden biri.

Bu sayede insanlar ceplerindeki parayla, mutfaklarındaki yemekle, çocuklarının geleceğiyle hukuk arasındaki bağı gördüler. Bir mahkemede bir 'başkası' için verilen kararın sadece o 'başkası'nı değil kendilerini de ilgilendirdiğini öğrendiler."

Şimdi yeni bir devrim daha oldu; halk anayasasına sahip çıktı.

1 Mayıs'ta halk "meydanlar da benim, Taksim de benim, anayasa da benim" dedi.