Öcalan İsrail için ne dedi
İsrail, İran'a saldırdı. Asıl amacın rejimin sona erdirilmesi olduğu söyleniyor.
İran'da bir halk ayaklanması olabilir mi
İlk önce KCK açıklamasını gördük, saldırıyı kınadı. Arkasından PJAK açıklaması geldi.
PJAK tüm İran halkına seslenerek ne otoriter rejime ne de İsrail'in savaşına mecbur olmadıklarını bildirdi.
İmralı'da Öcalan ile yapılan ve yalanlanmayan 21 Nisan tarihli görüşmeye dair tutanaklar sızdırıldı ki o tarihte henüz İsrail İran'a saldırmamıştı.
Öcalan bu görüşmede ara ara İsrail'den söz ediyor:
"İsrail el altından 30 yıldır bize devlet vaadinde bulunuyor.
Kürtlerin Ortadoğu'daki stratejik durumunu kim kendisine bağlarsa Ortadoğu'da üstünlüğü o ele geçirir. Bunu benden önce tespit etmişler. Ben proto-İsrail diyordum.
İsrail'i Ortadoğu'nun strateji kuran hegemon gücü yapmak istiyorlar. Netanyahu Trump gidiş gelişleri bunlardır. Beş aşamalı stratejidir. İlk üç aşama olarak Gazze, Lübnan, Suriye bitti. Sırada İran ve Türkiye var. Bu stratejinin olmazsa olmazı Kürtlerdir. Bu ilişkiyi İsrail nasıl ele geçiriyor, nasıl kullanmak istiyor. Bunu ancak ben engelleyebilirim."
"Biz kirli iş yapmıyoruz, Kürtleri satmıyoruz. Ben kendimi savunma ustasıyım. Ama şimdi ihanet etti, Kürtlere statü dayattı, hayır! Müzakere edilir, ona göre durum konuşulur. Olmazsa işte İsrail devrededir."
Bunlar dikkatle değerlendirilmesi ve yorumlanması gereken saptamalar.
Sürecin etkin iki aktörü, Bahçeli ve Öcalan'ın buluştuğu ortak nokta ise "sıranın Türkiye'ye geleceği".
Bahçeli, İsrail'in "terörsüz Türkiye" sürecini baltalamak istediğini söylüyor.
Peki neden İsrail'in "terörsüz Türkiye" sürecini baltalamak istediğini düşünüyor Bahçeli
Çünkü büyük bir ihtimalle Bahçeli de onun arkasında olduğu söylenen "güçler" de Öcalan'la aynı fikirde: Kürtlerle anlaşan Ortadoğu'da üstünlüğü ele geçirir.
Bugün Suriye'deki en etkin askeri güç Kürtler. İyi eğitilmiş, iyi donatılmış, 80 bin ile 100 bin arasında olduğu söylenen bir orduları var.
Suriye'nin yaklaşık yarısını kontrol ediyorlar. Kürtlerle anlaşan Suriye'de başat güç haline gelir.
Amerika da Türkiye'yle Kürtlerin anlaşmasına yeşil ışık yakmış vaziyette.
Ama Suriye'deki Kürtlerle anlaşabilmesi için Türkiye'nin kendi önce "iç barışını" sağlaması, kendi Kürt vatandaşlarıyla anlaşması lazım.
Bu noktada siyasi iktidarın ve yönettiği Türkiye'nin sorunu ortaya çıkıyor:
Terörsüz Türkiye'yi oluşturmak, kendi Kürt vatandaşlarıyla barışmak, Suriye Kürtleriyle anlaşmak ve Ortadoğu'da dokunulamaz bir güç haline gelebilmek için Türkiye'nin demokrasiyi ve hukuku kabul etmesi gerekiyor.
Ancak "sürecin" bir türlü sonuca varamamasının nedeni siyasal iktidarın demokrasi ve hukuka karşı çıkması, direnmesi.
AKP iktidarı kaybetmemek ve Erdoğan yaşadığı sürece ülkeyi yönetmesini istiyor.
Bu direnç hem Türkiye hem bölge için bu kritik süreçte hayati gelişmenin önüne dikiliyor.
Şimdi bir de İsrail'in İran'a saldırması ile Ankara, bırakın Kürt vatandaşlarıyla barışmayı, Suriye Kürtleriyle anlaşmayı, iç cepheyi tahkimi, İran'da olası rejim değişikliğine göre PJAK'ı hedefine koymuş gibi gözüküyor.