İBB soruşturması ile birlikte belediye başkanlarını hedef alan soruşturmalar bir yanda, kaçakçısı, uyuşturucusu, bahisçisi, hakemi, futbolcusu, yeni doğan çetesi, doktoru, hemşiresi, Merkez Bankası yöneticisi, turizmcisi, avukatları, savunma sanayicisi, televizyon kanalı yöneticilileri diğer yanda… Say say bitmiyor.
2025 yılı "soruşturmalar yılı" oldu desek yeridir. Daha da ekleneceklerin olduğu söyleniyor.
Bu olan bitenler bize neyi anlatıyor ya da neyi anlatmalı
Birinci kümedeki İBB, Ekrem İmamoğlu ve CHP'li belediye başkanları soruşturmaları, CHP'yi iktidara yürürken bitirme, en güçlü aday İmamoğlu'nu adaylıktan düşürme olarak görülüyor. Tersini pek söyleyen de yok zaten.
Ama ya diğerleri, ikinci kümedekiler
Onların açıklaması nedir
Şimdiye kadar siyasi iktidar kanadı içinde yer almış ya da çevresinde dolaşmış kişilerin, holding patronlarının, medya yöneticilerinin, kendilerini çok güçlü görenlerin cezaevine gönderilmesi, MHP'ye yakınlığı ile anılanların da bu kervana dâhil olmasının bir anlamı olmalı.
Ayrıca bu dosyaların, ittifak ortağı MHP kadar AKP içindeki bazı grupları da huzursuz ettiği söyleniyor.
Buradan hareketle şu söyleyebilir mi; "AKP ve tabii Cumhurbaşkanı Erdoğan yüklerinden kurtulmak istiyor ve bunun için düğmeye bastı."
Öyle mi
Bugünlerde herhangi bir soruya cevap vermeden önce olanları bir incelemek gerekiyor.
Dikkat çekici ilk durum şu, Feti Yıldız bugüne kadar şahit olunmamış bir şekilde "tutuklama, masumiyet karinesi, gizli tanık" gibi yasalarda gayet açık belirtilmiş konularda çıkışlar yapıyor.
Sanki ittifak ortağı MHP, soruşturmaların böylesine sıralandığı, tutuklamaların arka arkaya geldiği dönemde Erdoğan'ı, hukuksal hakları hatırlatarak sıkıştırmaya çalışmak ister gibi.
MHP lideri Bahçeli de yaptığı çıkışlar ile "terörsüz Türkiye" sürecinin "demokrat kimliğe" sahip liderinin kendisi olduğu mesajını sıklıkla vermekten geri durmuyor.
Bahçeli'nin umut hakkı çıkışını hatırlayın. Devamında Öcalan için "kurucu önder" demesi, Öcalan'ın ziyaretinde ısrarı ve nihayetinde İmralı ziyaretinin yapılması…
Geçen gün İmralı Heyeti'nin kendisini ziyaretinde Bahçeli, "Pervin Hanım ne dediyse imzamı atıyorum" dedi.
Pervin Buldan orada "Barış Yasası" da demişti. DEM raporunda yer alan barış yasasında, MHP önerisinin aksine "suça karışmış-karışmamış ayrımı yapılması" yanlış bulunuyor.
Bahçeli'nin bu konuşmaya "imza atması" şaşırtıcı derecede ilginç.
En son örnek de CHP'li belediye başkanı Ahmet Özer'in Bahçeli'yi ziyareti… Detayları Cansu Çamlıbel'in Ahmet Özer röportajından okuyoruz:
Bahçeli barış yasasının bütçe görüşmeleri sırasında çıkmasını istiyormuş.
AYM AİHM kararlarının uygulanması konuşulurken Demirtaş'ın tahliye edilmesi gerektiğini söylemiş.

6