Cumhuriyet'le tanışıklığımın kırkıncı yılında

Evimizin tavan arasındaki toz kokan arşivinde Hayat mecmuaları(!) ve gazete olarak da Cumhuriyet vardı. Ama benim Cumhuriyet'le tanışıklığım 1984 Kasım ayında gerçekleşti. Değerli gazeteci Deniz Som, asteğmen giysilerimle kendisini gazetede görmeye gelişimi 1996 yılındaki ilk kitabımın ön sözüne taşımış, diş hekimliğime de atıfta bulunarak, "Yaz feyzi yaz, çürükleri temizlemek için yaz!" demişti


Alanya şehir içi deniz dolgusunu şikâyete gidip, olayı sayfasına taşımasını istediğim Som ile yıllar içinde sıkı arkadaş olduk. Artık onun Alanya'daki diş hekimi ve rakı arkadaşıydım. 1991 Ekim ayı başka bir milat oldu. Alanya'da düzenlenen triatlon yarışı için davet edilen gazeteciler arasında, daha sonra Cumhuriyet'in Yazı İşleri Müdürü olacak olan Mehmet Sucu da vardı. Sucu da dostlar arasına girmişti.


Cağaloğlu'ndaki tarihi binaya gidip gelirken Som'un oda komşusu, müthiş çizer İsmail Gülgeç ile de arkadaş oldum. Gülgeç daha sonra bir kitabımın kapağını çizecekti. Bir spor yazarı olmasına karşın ülkedeki "Türkçeyi iyi kullanan" bir çok gazetecinin ustası olan Abdülkadir Yücelman'la, "haber kaynağı" olarak başlayan olan dostluğumuz sonrasında onun yazarı olmaya evrildi. Cumhuriyet gazetesi ülkenin en eski uluslararası spor organizasyonlarından birisi olan Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nun, 1960'lı yıllardaki ilk yayın sponsoruydu. Türk sporunu yönlendiren değerli bir kalem olan Yücelman, bisikletteki güncel bilgime güvenecek ve spor sayfasında bana da yer verecekti.


Daha sonra spor servisi müdürü olan Arif Kızılyalın'ın 2004 yılından başlayarak editörlüğünü yaptığı, o dönemin en nitelikli Spor Eki'nde bisiklet ve triatlon yazıları kaleme almaya başladım. Gazetede spora iki sayfa ayrılan o yıllarda, özellikle Fransa Turu ve Türkiye Turu'na ilişkin farklı konuları işledim. 2009 yılında Cumhuriyet Gazetesi Antalya Eki çıkarmaya başlayınca Salı günleri bu kez siyasi yazılar kaleme alacaktım. Yine aynı yıllarda Yücelman ve Som'un önderliğinde çıkarılan Gezi Eki'nde bambaşka bir konuyu, gezip gördüğüm yerleri dergiye taşımaya başladım.


2016 yılı sonrasında gazetenin sayfaları azalmış, spor yalnızca bir sayfada, o da reklamlardan yer kaldığı oranda işlenir olmuştu. Ayak topunun vazgeçilmez kılındığı bir dönemde bisiklete yer yoktu. Yeni hayata geçirilmiş olan Cumhuriyet portalda spor yazmam önerildi. Madem ki basılı gazetede bir spor yazarı olarak yerim kısıtlanmıştı, bana sınırsız yazma alanı açan portalda spor değil ama siyaset yazacaktım. İşe koyuldum