Son Güneş Tutulması örneğinde bilimin popülerleştirilmesi

8 Nisan günü Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri'nde Tam Güneş Tutulması yaşandı. Beklendiği gibi, CNN başta olmak üzere büyük haber kanalları saatlerce naklen yayın yaptılar. Kanallar söz birliği etmişçesine, ekrana çıkaracakları bilim insanlarının anlatımından ziyade, halkın tutulma anındaki izlenimine yer verdiler. Aynı saatlerde bizim kanallarımızda İYİP Genel Başkanı Meral Akşener tartışılmaktaydı. "Özü başı bir olarak" girdiği yerel seçimler sonrası partisinin başından ayrılacağı söylenen İYİP lideri, güneş tutulmasının ülkemizden izlenmesini, bir anlamda önlemişti!

Yabancı kanallardaki ekran yorumcuları yalnızca anahtar bilgileri veriyordu. Tam Güneş Tutulması'nın yaşanması için, güneşin önünü kapatıp ışınlarının dünyadan görünmesini önleyen ay'ın, dünyamız ve güneşin aynı hizada olması gerekiyordu. Aynı düzlemde oluş her altı ayda bir gerçekleşiyordu ama eğer ay dünyaya yeterince yakın değilse tam olarak güneşi kapatamıyordu. Bu olasılık yani tam tutulma ise yaklaşık 18 ayda bir gerçekleşiyordu. Ama dünyamızın üçte dördünün denizlerle kaplı olduğu düşünüldüğünde, insanların karadan güneş tutulmasını izleme olasılığı çok yüksek olmuyordu. Onun için bu müthiş doğa olayı "yaşamda yalnızca bir kez deneyimlenecek" sözleriyle adlandırılıyordu.

Ön bilgiler ışığında tutulmayı izleyen halk birden çöken karanlık, serinleyen hava ve esmeye başlayan rüzgar ile tıpkı doğadaki hayvanlar gibi çığlıklar atarak şaşkınlıklarını ekrana yansıtıyorlardı. Tutulmanın izlendiği 186 kilometre genişliğindeki rota boyunca sıralanan insanların duyguları milyonlara böyle aktarıldı.

Ülkemiz yakın tarihindeki tam tutulma 11 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşmişti. Cizre'den giriş yapan tutulma Elazığ, Sivas, Kastamonu hattını izleyerek Karadeniz'den çıkmıştı. Bilimin şanssızlığı buradan başlamıştı belki; içinde İstanbul'un olmadığı her şey gibi, bir doğa olayı da, hele Diyarbakır gibi(!) bir yerden başlayarak gelişiyorsa yakından izlemeye değmezdi. Yanılgılar bununla bitmedi, tutulma hattının ne kadar dışında olduğuna aldırmaksızın özel gözlükler takılarak, misal Alanya'dan olay izlenmeye çalışıldı. Görülen, yalnızca havanın berraklığını biraz kaybettiğiydi. Yüzde 97 oranında gerçekleştiği söylenen tutulma matah bir şey değildi yani!

Alanya şansını ikinci kez tadacaktı Tam tutulma 29 Mart 2006 günü öğle saatlerinde Side- Alanya arasından ülkeye giriş yaptı. Ta Amerika'lardan kalkıp gelen bir bilim insanının önderliğinde Alanya'ya bakan yamaçlarda yerler alındı, kameralar hazırlandı. Ama cahillik sürmekteydi, insanlar hâlâ olup biteceklerin farkında değildi. Kapanma yüzde 99 olmuş ama hava hâlâ aydınlıktı. Birden o meşhur Elmas Yüzük göründü, hava karardı. Şehrin ışıkları otomatik olarak yandı. O bir derecelik farkın nasıl önemli olduğu anlaşıldı. Kelimelerle anlatılmaz duygular yaşandı

Sonradan, tutulmanın nasıl bir tanıtım fırsatına dönüşmediği ve popüler anlamda halka nasıl ulaşmadığı, önceden bilgi verilmediği fark edildi. Böylece bu müthiş doğa olayı, yalnızca tesadüfen izleyenlerin tanıklığıyla sınırlı kalacak, bilimsel anlamda halkta bir merak da oluşturmayacaktı. Son tutulmada da, Akşener'i tartışan TV kanallarından başka, ne sosyal medya ne de başka mecralarda güneş tutulmasının en küçük bir ilgi uyandırmadığı hayretle gözlenmekteydi. Bırakın astronomiyi, gök bilimini falcılık düzeyine indirerek magazinleştiren astrologlar bile tutulmaya yüz vermemişlerdi.