Fenerbahçe başkanlık seçimleri bitti.

Seçimi Ali Koç ve ekibi kazandı. Aziz Yıldırım'ın seçim sürecine dahil olması ile aslında kazananın Fenerbahçe olduğu bir seçime tanıklık etmiş olduk. Bu Fenerbahçe tarihinde bir ilk. Güçlendirilmiş İsmail Kartal modeli ile lige devam etmek isteyen Ali Koç, Aziz Yıldırım'ın Mourinho hamlesi ile bu düşünceden vazgeçmek zorunda kaldı. Tüm gücü ve imkanları ile ünlü hocanın peşinden gitti, en iyi teklifleri önüne serdi ve Mourinho ile anlaştı. Bu şekilde Fenerbahçe son 6 sezonda ilk kez Mayıs ayında teknik direktörü belirlenmiş oldu. Hem de ne teknik direktör! Mourinho dünyanın en iyi 5 teknik adamından biri. Bu Aziz Yıldırım'ın seçim sürecine dahil olması ile Fenerbahçe'nin ilk kazanımıydı.

Aziz Yıldırım'ın denkleme katılışıyla atanmış başkan adayı Sadettin Saran hesaptan düştü. Saran bu formülde kalsaydı Fenerbahçe yönetimi, Ali Koç takviyeli, camianın pek yakından tanımadığı kişilerden oluşacaktı. Sadettin Saran devreden çıkınca Ali Koç, hemen hemen tamamı dolar milyonerlerinden oluşan güçlü bir liste yapmak zorunda kaldı. Hatta daha da ileri giderek Futbol A.Ş'nin yönetimine de dışarıda kalan dolar milyonerlerini birbirinin ardına dahil etti. Sadettin Saran'ın listesinden bir tek Barış Göktürk (o da Futbol A.Ş.) yönetimine girebildi. Bu şekilde, son 6 yılda olmayan bir şey daha gerçekleşti. Ali Koç'un doğrusuna doğru, yanlışına yanlış diyebilecek güçlü kişilerden oluşan bir yönetim ortaya çıktı. Bu Aziz Yıldırım'ın seçim sürecine dahil olması ile Fenerbahçe'nin ikinci kazanımı oldu.

Bir gün önce seçimi yönetecek divan kurulunun belirlenmesi aşamasında Vefa Küçük lehine, Şekip Mosturoğlu aleyhine açıkça bir haksızlık yapılmış, Mosturoğlu'nun kazandığı seçim, sandık darbesi ile yok sayılarak mağduriyetine sebep olunmuştu. Ali Koç tarafı, genel kurulun yönetimi sırasında kendilerine imtiyaz tanıyacağını bildikleri Vefa Küçük'ü haksız ve hukuka aykırı bir şekilde başkan seçtirmişti. Hukuka aykırı derken, ben hukukçu değilim. Seçimi birlikte izlediğimiz aktif yargı mensubu arkadaşlarımın ortak fikri bu. Fethi Pekin iki adayın olduğu seçimde Vefa Küçük'ü "seçenler, seçmeyenler" diye açıkça hukuka aykırı bir seçim usulü yürüttü. Kendisine ikinci bir adayın daha olduğu hatırlatıldığında ise "artık seçime gerek yok" diyerek ihsası-rey etti. Yapması gerek "Vefa Bey'i seçenler- Şekip Bey'i seçenler" diyerek iki adaya oy verenlerin el kaldırmasını istemesi ve ellerin sayısını birbiriyle kıyaslayarak bir sonuca varmasıydı. Ama yapmadı. Hatta Fethi Pekin açık bir şekilde Şekip Bey Vefa Bey'den daha fazla oy almışken "Vefa bey seçimi kazandı" diye manipülasyon yaptı. Bu açık ihlal aynı hukukçulara göre genel kurulun iptali için yeterli. Eğer böyle bir şey olursa bunun tüm vebali Fethi Pekin ve Vefa Küçük'e ait olacaktır. Şekip Bey'in efendiliği ve yapılan haksızlığa rağmen sessiz kalması ise Fenerbahçe adına bir iftihar vesilesidir.

Yapılan bu açık haksızlık ve hukuka aykırılık ile seçim sonuçlarına isyan eden genel kurul delegelerine tribüne sokulan taraftar gruplarının sert müdahalesi genel kurulu istenmeyen yerlere götürebilirdi. Tam da bu noktada Aziz Yıldırım tehlikeyi görerek kürsüye gitti ve Ali Koç'a "kavga çıkacak, müdahale edelim, bir şeyler yapalım" dedi. Ali Koç'un "kavga gerekiyorsa kavga edelim" sözleri üzerine Aziz Yıldırım böyle bir kavganın tarafı olmamak için genel kurulu terk etti. Ali Koç, Aziz Yıldırım'ın kongreyi terk etmesini de yanlış okudu. Tek bir muhalifin kalmadığı genel kurulda birlik beraberlik mesajı vermek yerine Aziz Yıldırım'ın arkasından attı tuttu. Konuşmasını bitirirken de tamamen seçime yönelik Aziz Yıldırım'a barışma, birlik beraberlik, geçmişin üzerine sünger çekme, beyaz sayfa açma gibi popülist bir davette bulundu. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'nin efsane başkanı. Efsane lider olarak anılmak kolay değil. Aziz Yıldırım, derhal ön koşulsuz, Ali Koç'un davetini kabul ederek ekrana davet etti. Ali Koç başta bu daveti gördüğü herkese teklif ettiği bir düello olarak düşündü ve hemen kabul etti. Bu andan itibaren inisiyatif tamamen Aziz Yıldırım'ın eline geçti. Aziz Yıldırım gecenin sonunda Ali Koç'u öpen, kucaklayan, camianın sığınabileceği güvenli liman olduğunu herkese kabul ettirdi.

Böylece kongrenin ikinci günü olaysız ve tam bir demokrasi şöleni şeklinde geçti. Günün sonunda, seçimi kazanan Ali Koç, Fenerbahçelilerin yüreklerine yeniden taht kuran Aziz Yıldırım oldu. Oylama sırasında "bu devirde kimse şah değil, padişah değil" diye tezahürat yapan kongre üyesi taraftar grupları oylama sonrasında "her yer Aziz her Yıldırım" şeklinde tezahürat yapmak zorunda kaldılar.

ADI EFSANE

Bir gün önce canlı yayında koltuktan düşecek şekilde oturan Ali Koç, sahaya çıkarken "size ayıp olmasın başkanım ben de ceketimi giyeyim" demek zorunda hissetti. Diyorum, efsane başkan olmak kolay bir şey değil. Aziz Yıldırım, bu saatten sonra tartışmasız bir şekilde efsane başkandır. Fenerbahçe'nin de Süleyman Seba'sıdır hiç kuşkusuz. Yıllarca sözleri dillenecek, hafızalara kazınan saptamaları duvar yazısı olacak. Fenerbahçe'nin de diğer kulüplerin de başkanlarının ondan alacağı çok ders bulunmaktadır.

Aziz Yıldırım, köşesinde dinlenirken, geleceğinden endişe ettiği Fenerbahçe için kazanamayacağını bildiği zor bir seçime girmiş, mevcut başkan Ali Koç'u kendine getirmiş, tüm Türkiye'ye sevdiğine sahip çıkma konusunda bir ders vermiştir. Aziz Yıldırım'ın sergilediği müthiş bir fedakarlık ve adanmışlıktır. Efsane başkan Aziz Yıldırım sana bir ömür boyu sağlık, sıhhat, afiyet diliyorum. Fenerbahçeliler geleceklerine senin sayende daha güvenle bakıyorlar. Biliyorlar ki Fenerbahçe için kendini adamış Aziz Yıldırım, yaşadığı müddetçe Fenerbahçe'nin, armanın peşinde.

EN ZOR İLK YIL