Şampiyonluk yarışı Fenerbahçe ve Galatasaray arasında tüm hızı ile sürüyor. Sıkıştırılmış fikstür sebebi ile haftanın her günü liglerimizde maçlar oynanıyor. Kadrosu geniş, fiziksel durumu iyi olan takımların ayakta kalacağı, olmayanların dökülüp geride kalacağı günlerden geçiyoruz. Fenerbahçe ve Galatasaray ligin üstündeki kadroları ile bugün zirvede. Lig sıralamasının üçüncüsü ile oluşan puan farkının kapanmasına imkân bulunmadığını şimdiden söyleyebiliriz. Fenerbahçe'nin güçlü oynamasına rağmen son haftalarda gol bulmakta zorlanıyor olmasını ben fiziksel düşüşe bağlıyorum. Özellikle Edin Dzeko'da büyük bir düşüş gözlemleniyor. Fred'in yokluğu, transfer rüzgârına kapılan İsmail Yüksek'in motivasyon kaybı, takımın orta sahasındaki çarkın işleyişini aksatıyor. Her maç rekor pozisyona giren takımın, gol atma noktasında zorlanmasının bir başka sebebi ise takım üzerindeki stres. Bu stres İsmail Kartal'dan futbolculara dek herkesin vücut dilinden gözlemlenebiliyor. Taraftarın inanılmaz desteği bir o kadar da takım üstündeki baskısı futbolcuları gereksiz bir telaşa sokuyor. Buna 9 yıldır şampiyon olamamanın stresi diyebiliriz. Ben buna ilave olarak yanlış sosyal medya stratejisini ve yandaş kalemlerin kurumsal iletişimden yanlış beslenmelerini de söyleyebilirim. Bu ikisi taraftarın ürettiği stresin temel kaynakları. 'Fenerbahçe Ali Koç varken şampiyon olamaz' mottosuna Ali Koç'u bile inandıran sosyal medyacı, gazeteci görünümlü bu yancı kesim, taraftarın stresinin de baş mimarı. Bunların varlık sebebi hayali dış güçlerin varlığına bağlı. Bunlar başkana ve camiaya, "Biz dış güçler ile mücadele ediyoruz, siz de bizi destekleyin" masalını anlatan küçük fakat etkili bir grup. Anlattıkları dış güçler hikâyesi varlık sebepleri, çünkü geçimlerini bundan sağlıyorlar.
ODAK NOKTASI: ÇÖZÜM
Gelelim Galatasaray'a. Eksik kadrosuna rağmen istediği sonuçları alabiliyor Galatasaray. Okan Buruk, her hafta şapkadan tavşan çıkarmaya devam ediyor. Olmayan futbolcunun yerine takım içinden bir çözüm mutlaka bulunuyor ve işe de yarıyor. Galatasaray'da iletişim işleri Fenerbahçe'ye nazaran biraz daha profesyonelce yürüyor. Onlar hayali düşman hikâyesini çoktan aşmışlar. Hedeflerinde doğrudan Fenerbahçe ve Ali Koç var. Onlar daha planlı programlı ve "Dursun Özbek varken Galatasaray'ı şampiyon yapmazlar" demeyecek kadar akıllılar. Bu söylemin hiçbir yarar getirmeyeceğini, tam tersine büyük kayıplara gerekçe olacağını çok iyi biliyorlar. Onlar hayali güçler ile mücadele ederek değil, gerçek tehdit unsurlarını bertaraf ederek şampiyon olunabileceğinin farkındalar. Ligin son on yılına bakıldığında da kimin stratejisinin doğru olduğu tartışmasız bir şekilde ortada. Fenerbahçe'de organize sosyal medya ve gazeteci görünümlü yandaş troller Ali Koç'a kol kanat gerip kurumdan çok kişiye servis yaparken Galatasaray'da organize sosyal medya ve gazeteci görünümlü yandaş troller kişiye değil kuruma yani Galatasaray'a servis yapıyor. Bu yönü ile bakıldığında "Ali Koç başkan olduğu sürece Fenerbahçe şampiyon olmaz" söyleminin nasıl bir iletişim faciası olduğu daha rahat anlaşılabiliyor. Yahu arkadaş; Fenerbahçe'yi hiçbir zaman şampiyon yapmazlar, demek yerine Ali Koç varken Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar sözünün anlam farkını görebilmeniz bu kadar mı zor
AÇIKLAMA ŞART
Fenerbahçe'de bir başka konu ise sezon sonunda yapılacak kongre. Koç aday mı değil mi tam olarak belli değil. Çünkü Koç, adaylığı ile ilgili hala açık kapı bırakıyor. Bir taraftan da Sadettin Saran, Ali Koç tarafından kulübün 'defter kitabına' bakma kriterleri olarak konan şartı yerine getirmek için imza toplamaya devam ediyor. Hatta imzaları topladığı söyleniyor. Dernekler ile üyeler de başlamış bir seçim süreci bile yokken Saran'ın imza toplamasından rahatsızlar ve bu konuyu yoğun bir şekilde Ali başkana iletiyorlar.
Aklın yolu bir...
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç da artık Sadettin Saran ve seçim süreci konusunda bir açıklama yapsa, efsane başkan Aziz Yıldırım'ın dediği gibi camiada "SÜKUNET" sağlansa şampiyonluk yolunda doğru adım atılmış olmaz mı
BEŞİKTAŞ'TA HAVALAR BULUTLU
İstanbul'un diğer büyüğü Beşiktaş'ta işler hiç de iyi gitmiyor. Geçen yönetimin miras bıraktığı kadro her yönü ile felaket. Sözleşme süreleri, yıllık ücretler, sözleşme uzama opsiyonları, yabancı sayısı gibi hususlar bir arada değerlendirildiğinde Ahmet Nur Çebi'nin sebep olduğu enkazı Hasan Arat'ın değil bir sezonda en az üç sezonda kaldırabilmesi mümkün değil.

164