Milli Takım'ın İspanya karşısında yaşadığı tarihi bozgun uzun süredir futbolumuzun görmediği cinstendi. İspanya'nın 90 dakika boyunca sahaya yayılışı, meşhur pas oyunu Türkiye karşısında kalite farkını da ekleyince ezici bir skor yaşandı.
Türk futbolunun en önemli isimlerinin milli takımda olduğu kadro bile İspanya karşısında varlık gösteremedi. İspanya 6-0'dan sonra frene basmasaydı skor daha ağır olabilirdi. Kalemizde olan Galatasaray'ın yeni kalecisi Uğurcan Çakır'ın önemli kurtarışlarını da unutmamak lazım. Çakır yediği gollerin bazılarını kurtarabilecek bir kalitede aslında. Ancak 6-0'lık skor yükünü sadece Uğurcan'a yüklemek yersiz olur.
Montella'nın Gürcistan karşısına çıkan 11'i bozmaması bile teknik direktörlükteki yeteneğini sorgulamaya yeter de artar. İtalyan çalıştırıcı İspanya karşısına aynı oyuncular ve taktikle çıkarak kendi ayağına sıktı. Orta alan ve defans hattının evlere şenlik anları Türkiye gibi bir takıma yakışmadı. İlerde top yapamama, bir forvet çıkartamama maalesef yenilginin baş sebepleri oldu.
Süper Lig'de transfer rekorları kırılırken Uğurcan, Kerem, Orkun için büyük paralar ödenirken bu isimler milli takımda hayal kırıklığı yarattı. Gerçekten skor 6-0'dan daha da ağır olabilirdi. Neyse ki İspanya gole doydu. Rekor bir yenilgiyle dünya futbol tarihine geçmemiz kaçınılmaz görünüyordu.
Kendi ligimizde birbirimizi avutuyoruz. Kavgalar, gürültüler, çekişmeler. Ancak uluslararası arenada en iyi kadrolardan oluşan milli takım bile bozguna uğradı. Türkiye Ligi'nin düşük kalitesini bir kez daha görmüş olduk. İspanya'nın oynadığı oyun futbol okullarında ders olarak okutabilir. O derece seviyesi yüksek ve kaliteli. Türkiye'nin hem skor hem oyun anlamında ne kadar aciz duruma düştüğünü görmek acı vericiydi.