Parayı, Papa'yı ve Papara'yı takip et

İlk bakışta en azından birisi (Papa) diğer ikisiyle 'doğrudan' ilintili görünmeyen üç olgunun bir araya getirildiği sloganın 20. Yüzyıl'ın son yıllarında bayağı cinsiyetçi bir versiyonu vardı: "Kadını bul, parayı takip et!"
Hatta bu slogan, bir gazetede köşe yazısı başlığı olarak kullanıldı. Kendisini vaktiyle amiral gemisi olarak gören gazetenin (Hürriyet), tarihinde en uzun süre genel yayın yönetmenliği yapmış Ertuğrul Özkök'ün, 3 Ağustos 1998 tarihli yazısının başlığı 'Kadını bul, parayı takip et' idi. Özkök, The Washington Post'un efsanevi genel yayın yönetmeni Ben Bradlee'nin (2014'te öldü) yanında çalışan gazetecilere verdiği tavsiyeleri aktarırken şu satırları kaleme almıştı:
"Birinci tavsiye: 'Kadını bul...' İkinci tavsiye 'Parayı takip et...' Eğer gazeteci olarak bir olayı araştırıyorsanız, izlemeniz gereken yol bu."
İmdi... Eğer bu yöntemi Ekrem İmamoğlu ve şürekasına yönelik soruşturmaya da uygularsanız meseleyi magazinleştirmekle kalmaz, asıl ithamları da perdelersiniz. Gazetecilik açısından takip edilmesi gereken, kadın değil, paradır. Ayrıca kadın takibi sözü -kadına şiddet ülkemizde maalesef yaygın olduğu için- karşı cins açısından daha da rahatsız edici bir tona bürünüyor. Dolayısıyla devletin soruşturma makamlarının böylesi bir yanlışlığa vesile olması beklenemez.
Demek ki bugünün doğru soruşturma mottosu şudur: Parayı ve suçu takip et. Çünkü suç da her zaman parayı takip etmiş, para peşinde koşmuştur. Kriminal olayların tarihi, aynı zamanda haksız kazancın evriminin de tarihidir. Yasadışı bahis ya da sanal kumar sitelerindeki paranın takibi, otomatikman suçun da takibi anlamına gelir. İşte bu noktada Papara meselesi devreye giriyor. Ama ona, yazının en sonunda yerimiz ölçüsünde değineceğiz.
Genelde bütün gazetecilik araştırmalarının bana göre en önemli sorusu olan 5 N 1 K'nın Niçin sorusu, paranın izini süren araştırmacı gazetecilikle ya da yargı soruşturmasında önemsizdir. Çünkü cevap zaten içindedir: Para için...
TRUMP'IN 'PAPAPARASI' OLABİLİR
İkinci imdi... Gelelim Papa'ya. Papa, yani yeni Papa'ya ve onun para ile derinleşecek ilişkisine... Katolik Kilisesi'nin ilk ABD'li papası olan Kardinal Robert Francis Prevost'un portresini 11 Mayıs'ta bu köşede, Vatikan'a ABD kayyumu başlıklı yazıda okumuştunuz.
Papalık, ilk ortaya çıktığı Orta Çağ'dan itibaren hep parayla ilişkili olmuştur. Orta Çağ'da dünyanın ekonomik kralı Papalıktır. Bu sükseyi Kapitalizm biraz bozdu, ama façasına rağmen Papalık ekonomik yoluna halen devam ediyor.
O yüzden aslında manşetteki diğer iki kelime ile de fevkalade ilintili. Ancak ben bu yazıyı daha ileri bir şey söylemek için yazdım: Bu yeni Papa, yani Prevost denen zat, sadece Avrupa dışından Amerika Birleşik Devletleri'nden biri olduğu için değil, fakat Donald Trump dönemi ABD'si, kendi emperyalizmini para tahsil etmek suretiyle yaşatmaya çalıştığı ve çalışacağı için de para ile en iltisaklı Papa olacaktır. Yani kısaca 'Trump'ın Papaparası' olacaktır.
Bu ay gerçekleştirmeyi düşündüğü İznik ziyareti bile bunun bir yansıması olacaktır. Evet İznik ziyareti; Yeni Papa'nın selefinin vasiyeti idi; ancak Prevost'un Trump'la bu konuyu konuştuğunu ve onun da "Türkiye önemli, git" dediğini gönül rahatlığıyla ileri sürebiliriz.