"Suriye'de 'harici' dört ana aktör var: Rusya, Türkiye, İran ve ABD... Rusya'nın bundan sonraki olası tepkisine bakalım. Devlet yanlısı bazı Rus yorumcular, Moskova'nın Ukrayna'ya odaklandığı ve mevcut koşullar altında Türkiye ile karşı karşıya gelmesinin pek olası olmadığı görüşünü dile getiriyor.
 İran Dışişleri Bakanlığı ise 'Türkiye'yi Suriye'nin içişlerine müdahale etmekten kaçınması konusunda uyarıyoruz. Rusya'nın Suriye'deki varlığının aksine Türkiye, Suriye'de yasa dışı olarak bulunmaktadır ve Suriye'nin içişlerinde hiçbir dahli yoktur' açıklamasını yaptı.
 Bak hele bak bak; komşudaki 'çakallığa' bak. Senin mi neredeyse 1000 kilometre sınırın var Suriye ile Savaştan kaçan göçmenler sana mı geliyor PKKPYD senin için mi tehdit; bizim için mi Türkiye, ABD'nin desteklediği terör ile mücadele ederken bile çekirdek çitleyerek izliyorsunuz. Ayrıca Kandil'deki dinozorları destekleyen siz değil misiniz! PKK'ya sırf Türkiye abad olmasın diye -örgüt ABD taşeronu olmasına rağmen- destek vermekten imtina etmiyorsunuz."
 Yukarıdaki iki paragraf, geçen hafta, 1 Aralık'ta bu köşede yayınlanan Kuyruğunu Yiyen Yılan: Suriye İç Savaşı  Volume 2 başlıklı yazıdan. Aradan geçen beş günde Suriye'de çok önemli gelişmeler oldu. Bu yazının yayınlanmasına 48 saat kala muhalifler Hama'dan sonra Humus'a ilerliyordu. Şam'ın kapısına açacak anahtar orada.
 Peki, gerçekte Suriye'de tam olarak ne oluyor ve bundan sonrası için hangi öngörülerde bulunmak mümkün Özellikle ülkemiz açısından gidişatı kapsamlı bir şekilde analiz etmek elzem.
 Kuyruğunu Yiyen Yılan: Suriye İç Savaşı'nın 9 Eylül 2018'de bu köşede yayınlanan ilk yazısında altını çizdiğimiz gibi sahaya ayağınız ne kadar sağlam basıyorsa masada eliniz o derece güçlü oluyor. Gelinen nokta -elbette Suriye'nin akan kanı durduracak bir siyasal uzlaşmaya erişmesi şartıyla- büyük ölçüde Türkiye'nin 13 yıllık sabrının sonucu. Savaş başlayalı 13 yıl oldu.
 Sahadaki büyük aktörlerden İran, Suriye'de krizin derinleşmesine yol açacak stratejiler izledi 2011'den 2020'lere kadar. Ondan sonra Şii Hilali'nde kısmi gerileme ile birlikte Gazze ve Hizbullah kriziyle kendi içine odaklanmak durumunda kaldı.
 ABD, başından itibaren öncelikle sinsi, sonra açıktan PYD-YPG'yi destekleyerek haritanın terör örgütü lehine sarı renge, daha doğrusu tenis topu rengine boyanmasına vesile oldu. Rusya deseniz, 2015'te züccaciye dükkânına giren fil gibi girdi Suriye'ye, elbette Şam rejiminin davetiyle... Ne var ki yıllar süren bu desteğin sonuna gelindiğini, daha doğrusu Esad rejiminin çökmekte olduğunu anladı. Ayrıca Ukrayna'da yorucu bir savaşın içinde Kremlin. Bundan sonra Rusya; Şam, Lazkiye ve Tartus çevresinde mukim bir küçük devletçik üzerinden Suriye'deki askeri varlığını devam ettirmeye çalışacaktır.
 EN BÜYÜK BEDELİ TÜRKİYE ÖDEDİ

									
								
									89