"Yazının başlığına çektiğim 'deprem istihbaratı' tamlamasının, afetler öncesinde çok canın kurtulmasını, hatta belki de hiç kaybın olmamasını sağlayacağı için 'cool' göründüğünü söyleyebiliriz. Ancak bunun bilimsel olduğunu iddia ederek hem peşin peşin sizi umutlandırmaya, hem de kendimi bu işten anlayanlar nezdinde küçük düşürmeye niyetim yok. 'Deprem istihbaratı ya da tahmini anca lotarya gibi bir şey olur' da diyemeyiz, ama sonuç olarak depremi önceden bilmek bugünün teknolojisi ile imkânsız değilse bile; çok ama çok zor. Deprem tahmini diye sismoloji bilimine bağlı bir alt dal yok değil. Tahminle, önceden bildirme de birbirinden ayrılıyor. Spesifik bir öngörü; deprem istihbaratı diyebileceğimiz bir bilgi; 'Şu gün şu dakikada, şu alanda şu büyüklükte bir deprem meydana gelecek' cümlesinden oluşabilir. Ve böylesi bir deprem istihbaratı yok. Şimdilik, insanlık üzerinde çalışıyor diyebiliriz." Yukarıdaki satırlar 12 Mart 2023 tarihinde, yani Yüzyılın Afeti 6 Şubat depremlerinden yaklaşık bir ay bir hafta sonra yazdığım 'Deprem istihbaratının kısa tarihi' başlıklı yazının girizgâhından. NASA, 6 Şubat depremlerinden sonra hangi ilin, hangi ilçenin, hangi beldenin ne kadar etkilendiğine dair bir rapor yayınlamıştı. Bu verilere, NASA'nın JPL adlı bir merkezi sayesinde erişildi. JPL'nin açılımı, Jet Propulsion Laboratory. NASA'nın Kaliforniya eyaletindeki merkezinde bulunuyor. Orada da meşhur San Andreas Fayı olduğu için deprem konusunda özellikle hassas bir merkez. JPL, ABD hükümeti tarafından finanse edilen bir araştırma ve geliştirme merkezi. Muhtemelen Trump, ödeneklerini kesecektir, kesmediyse bile yakında 'ayıkması' kuvvetle muhtemel.
NASA'NIN DEPREM İSTİHBARATI İDDİASI VAR
JPL'de verilerin toplanma yöntemine gelirsek... Bu tür işler için NASA'nın anahtar kapasitesi Sentetik Aralıklı Radar ya da kısa adıyla SAR kullanılıyor. SAR, birden fazla küçük radar birimi tarafından toplanan radar görüntülerinin elektronik ortamda birleştirilmesiyle normalde daha büyük boyutta tek bir birim tarafından elde edilen görüntüye kıyasla daha yüksek çözünürlük alınabilmesini sağlayan bir radar veri türü. Ve NASA tarafından da yaygın biçimde kullanılıyor. Bu teknoloji daha başında, dünya dışı gezegenlere; Merkür, Venüs ve Mars'tan ziyade dünyaya odaklansaydı ilk faaliyetlerine başladığı 1936 yılından bu yana deprem istihbaratı konusunda dev adımlar atabilirdi. Ancak öyle olmadı. Bununla birlikte NASA'nın deprem istihbaratı konusunda hâlâ iddiası var. 10 Nisan 2004'te NASA'nın sitesinde yer alan bir haber bunun göstergesi. 'Deprem tahmini programı müthiş başarı oranına erişti' diyor. 'Earthquake Forecast' diye de eklemiş. Hava tahmini gibi mübarek! Ama işte kazın ayağı öyle değil. Goya ('Güya'nın yerelcesi. İspanyol ressamla karışmasın!) Rundle-Tiampo Forecast adlı program 12 yılda Kaliforniya'da meydana gelen 16 büyük depremin 15'inin yerini bilmiş. Buna ancak, gene 6 Şubat afetinin kapsadığı bölgenin yerel dilinde yer alan kinayeli bir kalıpla mukabele edebilirim: Yalansa essah olsun. HAYVANLARI GÖZLEMEK İSTİHBARAT KAYNAĞI ANCAK...
Deprem istihbaratı konusundaki bir diğer arayış ta 1980'lerin başına dayanıyor. Komşu Yunanistan'da (Doğal olarak onlar da depremle bizim gibi muhatap) Atina Üniversitesi'nin fizik profesörlerinin Panayotis Varotsos, Kessar Alexopoulos ve Konstantine Nomicos'un soyadlarının baş harflerinden alan (VAN) bir yöntem bulundu. Bu üç arkadaş, 1981'de yazdıkları bir makalede 'Sismik Elektrik Sinyalleri'ni (SES) ölçerek depremleri tahmin edebileceklerini iddia ettiler. 6 ila 115 saat önceden... Ne var ki sismologlar bu makaleyi ciddiye almadı, inceleyenler kusurlu buldu. Zaten o tarihten bu tarafa Yunanistan'ın kendi öz depremleri başta olmak üzere VAN yönteminin herhangi bir depremi önceden tespit ettiği vaki değil. Bir de biliyorsunuz, bizim 6 Şubat afetinden sonra bir Hollandalı kâhin piyasaya çıktı. Frank Hoogerbeets... Bu dayı, Solar System Geometry Survey (SSGEOS), yani Solar Sistem Geometri Ölçümlemesi adlı programla 6 Şubat'ı önceden gördüğünü iddia etti, sonra da sesi çıkmadı. Eğer doğal bir uyarıcı arıyorsanız, en iyisi hayvanlara bakmak. 1975'te, Çin'in Haicheng kentinde meydana gelen depremden yaklaşık bir ay önce, yılanların topluca yuvalarından çıkmaya başladığı görülmüş. Hâlbuki bu hayvanların kış uykusunda iken kendilerini dışarı atmaları intiharla eş anlamlı imiş. Manyetik değişimleri hissetme konusunda insandan daha yetenekli olan hayvanlar, dünya yüzeyine ulaşan ultra düşük frekans aralıklarındaki elektromanyetik dalgaları görüp garip davranışlar sergileyebilirler. Zaten deprem istihbaratıyla ilgili yapılan çalışmalardan biri de elektromanyetik anormallikleri izlemek. Ancak hayvanları izlemenin 23 Nisan'da o kadar da işe yaramadığını gördük. En azından köpekler yerinden kıpırdamadı.

78