Tarih biliminin en zor demeyelim, ama kaynakları en sınırlı alt disiplinlerinden biri teknoloji tarihidir. Her şeyden önce bu spesifik tarihsel alanın hangi teknolojik ürünle milatlandırılacağı belirsizdir. Yontma taşı da teknolojik ürün olarak alabilirsiniz; icadı çığır açan tekerleği de... Baruttan pusulaya, matbaadan buhar makinesine, kasaturadan kuantum fiziğine ve Yalan Makinesi'nden Yapay Zekâ'ya uzanan uçsuz bucaksız bir yoldur bu. Gelgelelim bu uçsuz bucaksız yolda, yani tekmil teknoloji tarihinde Yapay Zekâ kadar albenili ve aynı zamanda tedirgin edici bir başka olgu yoktur.
YZ, bu yüzden en çok da ulus devletleri kaygılandırıyor. Geride bıraktığımız haftanın ilk günü, 10 Şubat'ta başlayıp 11 Şubat'ta biten Yapay Zekâ Eylem Zirvesi'nden hemen önce Avrupa Birliği'nde gözden kaçan bir YZ düzenlemesi yapıldı.
Bu düzenlemeyle Avrupa Birliği, insanı kullanan ve manipüle eden Yapay Zekâ uygulamalarına yasak getirdi. Yani düşünün, sırf 'insanı kullanma ve manipüle etme' kelimesi bile insanlığın, tarihinde ilk kez bir icadının kontrolünü sağlamakta zorlandığının ve bundan sonra daha da zorlanacağının göstergesi.
Kararın anlamı şu: Yapay Zekâ, artık ulus devletlerin nazarında küresel sermayenin bir silahı. Silahın gelişim sürecini kontrol etmek, bu mümkün değilse işin bir parçası olmak istiyorlar. Çünkü hali hazırda Yapay Zekâ ile ilgili gelişmelerin hiçbiri devletlerin kontrolünde değil.
ABD VE AB KRİZİ KAPIDA
Ayrıca en az onun kadar sarih biçimde görülüyor ki, Avrupa Birliği ve ABD arasında bu Yapay Zekâ konusunda üç vakte kadar çok büyük kriz çıkacak. Dolayısıyla 21. Yüzyıl'ın en büyük kavgasının ABD ile AB arasında olmaması için bir sebep yok. Gelgelelim meseleyi, yani Yapay Zekâ konusunu yalnızca ve yalnızca ulus devletler ya da devlet paktları arasındaki bir mücadelenin tezahürü olarak görmek safdillik olacaktır.
Asıl kavga, artık neredeyse eminiz ki ulus devletlerle küresel şirketler arasında kopacak. Bir başka deyişle 18. Yüzyıl'ın sonunda, 1789'da ulus devletlerin oluşmasına vesile olan burjuvazi, bugün artık devletleri zayıf düşürmek ve zamanla otoriteyi ele geçirmek için devrede.
Dolayısıyla Yapay Zekâ başta olmak üzere yeni nesil teknolojilerin üreticisi olan şirketlerle ilgili bilmemiz gereken bir gerçek var. Artık her biri kendi çapında bir devlet statüsünde. İnanın; Yapay Zekâ Eylem Zirvesi'nde Anglosakson Atlantik Paktı'nın, yani ABD ve İngiltere'nin küresel bildiriyi imzalamayı reddetmesi de bu gerçeğin tezahürü. ABD'deki teknoloji tröstleri, bu konuda küresel işbirliğine yanaşmıyor. Ve gelecekte yollarının kesinlikle ayrılacağını düşündüğüm Trump ile Elon Musk'ın kaptanlığında ABD, şu anda hangi yöne gideceğini bilemiyor. Bu yüzden misal denetim mekanizmaları güçlü bir Çin gibi bildiriye gönül rahatlığıyla imza atamıyor.
ABD ve İngiltere, zirvede alınan kararların ulusal çıkarlarına uygun olmadığını belirterek ortak metni onaylamadı. Bu bağlamda ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, ağzından baklayı kaçırdı. Vance, "AB'nin aşırı Yapay Zekâ düzenlemeleri inovasyonu boğar, bizim Yapay Zeka'yı teşvik eden çerçevelere ihtiyacımız var" dedi. Şirketlerimiz öyle istiyor diyemiyor tabii, napsın!

82