Meclis komisyonu da tamam; ya son kare

Umarım, sürecin son karesinde ne olduğunu, hiç değilse, onu başlatan MHP lideri Devlet Bahçeli biliyordur…

'Terörsüz Türkiye' adı konulmuş süreci, kimileri, Meclis'in yeni dönem çalışmalarının ilk günü olan 1 Ekim 2024 tarihinde, MHP liderinin DEM Parti sıralarına kadar gidip eş-başkanların ellerini sıkmasıyla başlatma eğiliminde…

Daha fazla yorumcu için, 22 Ekim 2024'te, Bahçeli'nin, Abdullah Öcalan'ı, PKK'ya silah bıraktırma çağrısı yapmak üzere Meclis'e davet etmesiyle başlamış oldu süreç…

Ben ise, yine Bahçeli'nin, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu gecesi (28 Mayıs 2023), Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kazandığının anlaşılması üzerine yaptığı tebrik konuşmasında sarf ettiği cümlenin süreci başlattığına inanıyorum:

"Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez" cümlesinin…

İlk kare oydu benim için…

Ardından ikinci ve üçüncü kareler olarak 1 Ekim ve 22 Ekim 2024 adımları geldi.

Dördüncü kare, hiç kuşkusuz, Bahçeli'nin tavsiyesi ile, katılacak partileri de yine onun belirlediği Meclis komisyonunun kurulmasıydı; o adımın köşe taşları da bugün yerli yerine oturacak…

Herbiri önemli adımlar bunlar…

Sürecin en görünür iki önemli temsilcisi bulunuyor: Biri, kesinlikle MHP lideri Bahçeli; diğeri de, onun çağrısını İmralı'ya taşıyarak sürecin siyasi ayağını üstlenen DEM Partisi…

Ancak, yaptıkları açıklamalara bakılırsa, temsil etme açısından görev yerine getirmede başarısı müsellem DEM Partiler de, Öcalan'ın niyetlerinden haberdar olsalar bile, sürecin bütün adımlarını Bahçeli kadar bilmiyorlar.

Gelinen noktaya bakılırsa, şimdiye kadar sürecin aksamadan yürüdüğü söylenebilir.

Etraftan yapılan ciddi eleştirilere rağmen hem de…

Sürecin bir önceki denenmesi, 2009 yılı dolaylarında Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan bir karar üzerine, yapı taşları teker teker döşendikten sonra, 2013 yılında başlatılmıştı.

İki yıl süren o kapsamlı denemenin işe yaramadığı ortaya çıkınca, terörün yeniden azdığı da biliniyor.

O süreci iyi niyetle başlatan ve iki yıl boyunca tepkilere rağmen yılmadan sürdürenlerin 'son kare' konusunda kararsız oldukları sonradan anlaşılacaktı.

[Zaten bu sebeple, yazının başında, "Umarım, sürecin son karesinde ne olduğunu hiç değilse Devlet Bahçeli biliyordur" temennimi paylaştım…]

Başarısızlığın en önemli sebebi, MHP'nin yılmak bilmeyen muhalefeti ile teşkilatı ve Ülkü Ocakları'nın ülke geneline yayılan protestolarıydı…

Ancak, başarısız sürecin sonunda bir başka önemli eksik görünür olmuştu: Parlamenter sistem içerisinde o tür süreçlerin başarı ihtimali pek azdı.

Parlamenter sistemi değiştirme görevini, hiç beklenmedik çıkışıyla, Devlet Bahçeli üstlenecekti; yıllar ve yıllar boyu devam ettirdiği Tayyip Erdoğan karşıtlığından vazgeçip karşı çıktığı 'başkanlık sistemi' için AK Parti'ye işbirliği önererek…

[Bu yönüyle, Bahçeli'nin ikinci süreci başlatma niyetini, 2017 referandumu öncesine kadar geriye götürmek de mümkün.]