Bundan 20 gün önce Kayseri-Fenerbahçe maçı sonrası, Kayseri başkanının açıklamaları şöyleydi: "Arkadaşlar sakin olalım. Hakem hata yapabilir, hiçbiri düşmanımız değil. Biz sahada kardeşlik ve dostluk istiyoruz.."

Bunun üzerine şu metni 20 Aralık'ta kaleme almıştım: "Öncelikle Kayserispor başkanı Ali Çamlı'yı kutluyorum... Fair Play ödülü verilecekse şimdiden hak etti. Ödülü alıp sonradan yumruğu vurmazsa tabii..."

Aslında TV'de bu konuşmayı izlerken de Allah biliyor ya, 'Bu kaba saba görünümlü adam nasıl oluyor da spor camiasında yıllardır görmediğimiz bir spor adamlığı, hatta sadece adamlık dersi veriyor' diye düşünmüştüm!

Yanılmışım, keşke elim kırılsaydı da yazmasaydım. Daha mürekkep kurumadan, burada adını bir kez daha tekrar etmekten hicap duyduğum, benim açımdan artık Kayseri'nin 'kâğıt üzerindeki' başkanı, yaptı yapacağını ve Sivas maçı sonrası tabiri caizse ödülü alıp yumruğu vurdu... Öyle sözler sarf etti ki bu şahsın içinde kaç kişiyi barındırdığı hususunda şüpheye düştüm. Sakin atın tekmesi pek olurmuş, beyefendiliği ve adam tavrını bozmasına az kalmışmış, ligden bile çekilebilirlermiş; vesaire... Netice olarak ülke sporunun yöneticileri 'bol malzemoslu pizza' gibi içlerinde ne ararsan var... Tabii ülkede sadece Cumhurbaşkanlığı makamı aldatılmıyor, ara sıra bizim de başımıza geliyor! Sadece boyutu farklı. Dolayısıyla yazıklar olsun diyorum.

Süper Kupa rezaletinden sonra ortalarda görünmeyen TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi neyi bekliyor merak ediyorum! Anlaşılan o ki Arabistan'dan dönmeyip orada istifa etmesi gereken Mehmet bey, sessiz kalarak konuyu boğmaya çalışıyor. Ya da talimat o şekilde... O zaman henüz buradayken kendisine birkaç sorum var: