Dijital platformların birinde üç dört yıl önce"Şahsiyet"isimli bir dizi yayınlanmıştı.
Başrolünde Haluk Bilginer'in oynadığı dizi, ünlü oyuncuya Emmy ödülünü kazandırmıştı.
Hikâye'Kambura'isimli bir kasabada geçiyor. Kasabada Reyhan isminde 12 yaşında küçük bir kız çocuğu iki yıl boyunca cinsel istismara uğrar. Failler arasında kimler yoktur ki. Hâkimi, öğretmeni, hırsızı, polisi, okumuşu, cahili, zengini, yoksulu. Tam 53 kişi. Kız sonunda canına kıyar. Herkes her şeyi biliyordur ama kimse konuşmaz. Dosya kapatılır.
Ülke lağım çukuru oldu!
Ne var ki küçük Narin'in ölümü hesaplaşma aracına dönüştürüldü.Sosyal çürümüşlük, adaletin zayıflaması, kültürel kodların baskısı, sosyal medya cıvıklığı, kutuplaşmanın neticesi... Sebep ne olursa olsun musallaya yatırılan masum bedenden pay kapma yarışı ülke adına endişe verici.Birileri köydeki seçim sonuçları üzerinden hüküm çıkarmaya kalktı.
Başkası laik atak krizleri geçirip Kur'ân kurslarının kapatılmasını talep etti.
Ötekisi kızın cesedini oradan çıkaran adamın'namaz kıldım'sözünden"Dindar ve kindar toplumun getirdiği yer"nutukları attı.Bir başkası, alakasız görüntülerle köye Hizbullahçı yaftası yapıştırdı.
Yıllardır milletin çocuklarını kandırıp dağa götürenler, iktidarı suçladı.
Yerleşik kültürlere kızanlar"Hep o coğrafya"diye saydırdı.
Askerle sorunu olanlar, Diyarbakır İl Jandarma Komutanı ve hâkim eşine saldırdı.
Kızın mezarının başında selfie çekip paylaşanlar...
Tabutuna gelinlik serenler... Gelinliği kaldırıp okul önlüğü ve kıyafet koyanlar...
Rezillik oluk oluk aktı.Ya medyaya ne demeli
Haber bültenleri sabah kuşağı programlarına dönüştü.
Bir televizyon kanalı, Narin haberini verirken arka fona ağıt koyarak ajite etti.
Bir kadın muhabir, haberi sunarken'ben de anneyim'diyerek ağladı.
Bir televizyon kanalı"aydınlığa burs yak"diyerek kızlar için para topladı.
Bir ana haber sunucusu Narin haberinden dolayı kızdığı milletvekiline