Masadaki anket: İBB operasyonu ters mi tepti

Bir grup meslektaşımla,AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemirile sohbet ettik. İstanbul'u konuştuk. Konu anketlere geldi. Özdemir, AK Parti'ye geçen ilçelerde (Beykoz, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa) önde olduklarını söyledi. Beykoz'da desteğin yüzde 42'lerden 48'lere çıktığını, yüzde 55'i yakalayacakları ifade etti.

Kimileri İBB'ye yolsuzluk operasyonlarının ters teptiğini öne sürüyordu. Abdullah Özdemir,"Aksine pozitif bir ivme var. Asıl artış iddianame yazıldıktan sonra ortaya çıkacak. Partimizin nisan ayında 32,5 olan oy oranı eylülde 36 bandına çıktı"dedi.

Özdemir, CHP'de yaşananlarla ilgili şaşkınlığını şöyle dile getirdi:"Bir seneye bu kadar yolsuzluğu nasıl sığdırmışlar inanılır gibi değil!Galiba gireriz çıkarız ne olur ki diye düşünüyorlar. Belediye başkanı gözaltına alınmadan bir gün önce AK Partili ilçe başkanından rüşvet istemiş. Arkadaşımız 'Ya başkan ben ilçe başkanıyım bana yapma' demiş. Olsun diye cevap vermiş. Bu kadar pervasızlar. Pendik, Kâğıthane gibi AK Partili belediyelerin çok sayıda tesisi var. Buna rağmen bin kişiye düşen çalışan sayısı 3,5. Bu, Beşiktaş'ta 14. Şişli'de belediye gelirinin yüzde 80'i personel maaşlarına gidiyor. Böyle iş mi olur Bir de liyakatten bahsediyorlar."

İstanbul'da bazı AK Partili ilçe başkanları görevden alınmıştı. Sebebini sorduk. Özdemir, durumu mühendis diliyle"zemin sıvılaşması vardı, iyileştirme yaptık"diye anlattı. Abdullah Özdemir, Cumhurbaşkanı'na görevden almalar konusunda"Efendim tasarruf hakkımız olursa seviniriz"demiş. Erdoğan da"Geç kalma"cevabını vermiş. Ardından değişiklik yapılmış.

İstişareye önem verdiklerini belirten Özdemir, toplumun her kesimiyle bir araya geliyormuş. Üniversiteliler, muhtarlar, sanayi sitesi çalışanları, halciler, kuru gıda esnafıyla buluşmuş."İşin anahtarı ekonomi"diyor. Bizce de öyle...

Gazetecinin görevi

Demokrasilerde medya yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvettir. Toplumu ilgilendiren meseleler haberler aracılığıyla görünür olur, konuşulur. Bu sayede kamuoyu oluşur. Bu yüzden medyanın denge denetleme vazifesini sağlıklı şekilde yerine getirmesi, iktidarın da muhalefetin de lehinedir. Fakat bazen basit bir haber bile"zülfiyâre"dokunabiliyor. Bazı bakanlık yetkililerinin"operasyon çekmek, alt oymak"gibi abuk ithamlarıyla karşılaşabiliyoruz. Bu bir politikacı paranoyası mıdır yoksa Ankara'da herkes birbirinin altını oyuyor da başkalarını da mı böyle zannediyorlar bilemiyorum. Devletlüler nezdinde negatif haber sevilmiyor. Yüz olumlu haber yapsan takdir ve teşekkür edilmiyor da icabında bir olumsuz haberle ortalık yıkılıyor!..

Lafı şuraya getireceğim. Yeni Şafak, Meclis'in İmralı'ya gitme planına büyük puntolarla itiraz etti. Gazete, yakın dönemde benzer manşetle konuşuldu. Mesela, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i faiz politikalarından dolayı eleştirdi. Savcılara kişilerin mal varlığına el koyma yetkisi verilmesinin telafisi mümkün olmayacak mağduriyetlere yol açacağı ikazında bulundu. Manşetlerin gazetecilik refleksinin dışında esbabımucibesi var mıdır yok mudur, takdir okurun. Ama Yeni Şafak'ın tenkidinde ve itirazında bir sorun görmüyorum...

Ne oldu Nevşin Hanım!