Mesleğe başladığımda Türkiye'yi son koalisyon hükûmeti yönetiyordu. 28 Şubat'ın kurşuni havası toplumun üstüne kara bulut gibi çökmüştü.
Siyasetçiler, iş dünyası, üniversiteler huzursuzdu. Çok geçmeden ülke inanılmaz bir ekonomik krizin içinde girdi. İflasın eşiğinden dönüldü.Bu buhran yeni bir parti doğurdu. Örselenmiş, bezmiş, enerjisini kaybetmiş millet, tek başına iktidara gelenAdalet ve Kalkınma Partisiile ayağa kalktı.Erdoğan liderliğindeki hükûmetler, inanılmaz reformlara imza attı. Sağlıkta, ulaşımda, eğitimde, şehircilikte, dış politikada büyük işler yapıldı.Cuntacılara, rektör diktalarına, bürokrasiye, jüristokrasiye ve onları pohpohlayan medyaya rağmen bütün kronik problemlerin üzerine üzerine gidildi.Askerîvesayetin bitirilmesi, devletin sivilleşmesi, kamuda ve üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması, katsayı zulmünün sona erdirilmesi...Savunma sanayinde destan yazılması, terörün kazınması, kalekolların yapılması, hudutlarımızın ötesinde üsler kurulması...Deniz filosunun güçlenmesi....Karadeniz'den gaz, Gabar'dan petrol çıkarılması...Paçanın IMF tasalludundan kurtarılması, paradan altı sıfır atılması, ihracat rekorları kırılması...Boğazların köprülerle şehirlerin yollarla, tünellerle, dev hastanelerde, organize sanayi bölgeleriyle donatılması...Ayasofya'nın ibadete açılması...O kadar çok ki...Fakat bazı adımlar tersine tecelli etti. Buğday ekilen tarlalarda arpa bitti.Muhafakârlar, refah düzeyi artarken çözüldü. Kentsel dönüşümle şehirler yenilenirken sosyolojisi değişti. Yerel yönetimler yasası ile kaynak israfı engellenirken köyler boşaldı, gıdada inisiyatif tekellerin eline geçti. Sosyal yardımlarla devletin şefkati fukaraya ulaşırken kırsalda atalet oluştu. Her şehre üniversite eğitim düzeyini artırırken iş gücü piyasasındaki dengeleri bozup genç işsizliği hortlattı. Kontrolsüz şekilde ülkeye yayılan Suriyeli sığınmacılar, eleman ihtiyacını karşılarken Batı tarzı kuru, seküler milliyetçiliği patlattı. Tek tip medya çabası, geleneksel medyayı silikleştirirken sosyal medyayı güçlendirip muhalifleri sivriltti...Velhasıl Adalet ve Kalkınma Partisi 23. yılına sancılı girdi. Araştırma şirketleri uzun seneler sonra CHP'nin birinci parti göründüğünü söylüyor.'Algı'yapıyorlar diyemiyorum. Yerel seçimde dedikleri çıktı çünkü.Pekiyi, ne oldu da millet yüz çevirmeye başladı Vatandaş yasaklarla, yolsuzluklarla, yoksulluklarla anılan; baskının, ötekileştirmenin, kayırmanın, üstten bakmanın, halkın değerlerini yok saymanın tarihini yazmış olan CHP gibi bir partiye'aman'dilediÇoğu, bu sorunun cevabını ekonomiyle, emekli maaşlarıyla filan izah etmeye çalışıyor. Oysa pahalılık üzerinden tarif tek başına yeterli değil. Misal; beş yılda İstanbul'un anasınıağlatan bir adamın yeniden seçilmesinin sebebi maddi miİhsan Aktaş'ı severek okurum. Hakikatli yazılar yazar. Aktaş, dün Yeni Şafak'taki köşesinde"AK Parti, milletin önüne koyduğu hedeflerin 90'ını gerçekleştirdi. Partideki durgunluğun sebebi budur"dedi. Doğru mu Elbette. Ama tek sebep değil.Hafta içinde muhabirimizEmrah Özcan, MYK kulisi yazdı. Aktardığına göre toplantıda gençlik anketi masaya yatırılmış."Kendinizi hangi kimlikle tanımlıyorsunuz"sorusuna gençler açık farkla ilk sırada"Atatürkçü"cevabı vermiş. İkinci sırada ise"Milliyetçi"