'İklim krizi sahtekarlıktır!'
'Yeşil dönüşüm dolandırıcılıktır!'
Birleşmiş Milletler salonundan dünyaya yayılan bu cümle, süper güç Amerika'nın başkanı, Donald Trump'a ait.
Temiz enerji, yeşil dönüşümle ilgili finansı gerek romantik harcama olarak nitelendirdi.
'Almanya'yı akılcı buluyorum' dedi.
'Rusya'nın fosil yakıtlarını ticarette kullanan ülkeleri kınıyorum, İran'a yaklaşılmamalı, Çin kullanmadığı ürünleri satıyor.' dedi.
Öyle çok şey dedi ki, süper güç, ağabey, hatta mahallenin dayısı ABD fikri ışıl ışıl saçıldı yeniden dünyaya.
Ortada sürpriz bir durum yok aslında, 2012'de attığı bir tweet ile "iklim Çin'in uydurduğu bir aldatmaca" savını ilk kez ortaya koymuştu. Her ne kadar daha sonra, "şaka" diyerek geri adım attıysa da 2018'de "iklim değişikliği sahtekârlık değil ama kaynağından emin değilim" çizgisi ile bugünü adreslemişti. Trump hem ülkesinden hem de ABD dışından çok sayıda ve ortak içerikli tepki aldı. En güçlüsü Brezilya Devlet Başkanı Lula'dan gelen açıklamaydı.
Lula şu yüzden önemli; Birleşmiş Milletler İklim Konferansı, COP30, bu yıl 10-22 Kasım'da Brezilya'da yapılacak. Geçen yıl Azerbaycan'da, Cumhurbaşkanımızın da katıldığı COP29 Bakü'de, onlarca ülke, temiz enerji için taahhütler vermişti. Hedef karbon salımını azaltmak. Türkiye, temiz enerji kurulu gücünü, 2030'a dek 4 kat arttırma sözü vermişti. Dahası, Brezilya'nın ardından COP31 (2026 yılı) ev sahipliğine aday olduk.
Trump'ın açıklamaları üzerinden daha saat geçmemişti. Lula, CNN'de Christiane Amanpour'un karşısında canlı yayında dünyaya sesleniyordu: Biz bilim adamlarına inanıyoruz. Isı düşüyor ya da yükseliyor, etkileri ortada. Yenilenebilir enerji kaynaklarından da vaz geçmeyeceğiz. Dünyayı korumak zorundayız.
Kendi ülkesinden İngiltere'ye, Fransa'dan Almanya'ya çok çeşitli tepkiler ile Trump'ın kibirli yaklaşımı eleştirildi. Temiz enerjiye yönelmek, karbon salımını azaltmakta en değerli araç. Hedef yenilenebilir enerji, onun kutup yıldızı da yeşil hidrojen. Küresel ekonomideki sıkışmışlık, türlü ekonomik ve siyasi hamlelerle aşılmaya çalışılıyor ve ABD, en güçlü oyun kurucu konumunu bırakmıyor.
Ancak tek karar verici olmaktan çok uzak. Trump, büyük rakibi Çin'i suçluyor, eleştiriyor, hedef alıyor. Güneş panellerinde dünya pazarını tekeline dönüştüren (yüzde 97 pay) Çin, rüzgar santrallerinde de büyük oyuncu konumunda. Trump, "satıyorlar, kullanmıyorlar. Çünkü yenilenebilire inanmıyorlar. Satmayı seviyorlar, kurmayı değil" diyerek yine Çin'i hedef aldı. Buna karşın hem teknoloji hem de bilimdeki müthiş ilerlemesi ile Çin, rekabeti iyice zorlaştıran büyüklüğe ulaştı.
Süreç, yenilenebilir enerjiyi gündemden düşürmüyor. Doğal gaz ve fosil yakıt rezervleri ile öne çıkan ABD, bu konuşmalara rağmen 16 eyalette özel teşviklerle temiz enerji kurulumunu arttırıyor.
Nükleer yatırımları, tek merkezli devasa santraller yerine SMR (küçük boyutlu) santraller ile yaygınlaşarak çoğalıyor. İklim krizi hedefli olmasa da yenilenebilir enerji yatırımları artıyor, artacak ve vaz geçilmeyecek. Çünkü, güneşin sonsuz ve bedava lütfunu sisteme katmak her açıdan daha kalıcı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yenilenebilirde ciddi adımlar atıyor. Alanın katma değerli ürünü yeşil hidrojen, bütün eko sistemi büyütecek. Mevzuat ve finans hala çözülmüş başlıklar değil ama ilerleme var. Öncelikle hidrojene özel bir otorite atanması önemli. Bir de 5346 sayılı yasa ile tanımlanan yenilenebilir enerji kaynakları arasına yeşil hidrojenin alınması! Böylece, yasal zemin güçlenmiş olacaktır. Hidrojen eko sisteminin ekipman ve araçları içerikli gümrük ve lisans çalışmalarını ayrı bir başlık ile inceleriz. Ancak, Trump'ın asla dilinden düşürmediği temiz enerji dünyasını, yeşil hidrojeni de öne alarak biz de gündemde tutmalıyız. Ülkemizin geleceği, ortak fayda için…
SIFIR ATIK VE MAVİ FARKINDALIK
Türkiye-ABD ilişkileri, ekonomimizi doğrudan ilgilendiriyor. Trump-Erdoğan görüşmesi, bir dizi yan faaliyetle yürütüldü. Enerji bakanı Alparslan Bayraktar'ın nükleer enerjide iş birliği öngören İyi Niyet Anlaşmasını (MoU) imzalaması ayrıca değerliydi. Aynı günlerde, Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş da aynı günlerde, "Are You Blue Aware" kampanyasını başlattı. Sıfır Atık Vakfı olarak, denizlerimizin karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekmek için New York'ta başlatılan kampanya, 17-19 Ekim'de İstanbul'da düzenlenecek Sıfır Atık Forumu'nun da önemli başlıkları arasında. Sıfır Atık Vakfı, dünyanın neredeyse yarısından fazlasını kapsayan ülkelerde faaliyet gösteriyor. Başkan Ağırbaş, İstanbul'daki Foruma 100'den fazla ülkenin katılacağını açıkladı. Artık, kollektif sorumluluk bilincini taşımadan sorunlar çözülemiyor. Sorunlar büyük ve dünyanın her yerine etki ediyor. Bu nedenle çözüm ve çaba da küresel ölçekte planlanıyor. Bir Türk vakfın önderliğinde, küresel gelecek çalışmaları, yüklediği sorumluluk kadar gurur veriyor.
***
İSTİHDAM İÇİN YEŞİL HİDROJEN
TÜİK Temmuz 2025 mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 8 seviyesinde. Hidrojen; yenilenebilir kurulumları, ekipman imalatı ve ağır sanayi dönüşümüyle "geniş tanımlı" işsizliği azaltmada katkı sunabilir.
IRENA (Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı) uluslararası yeşil hidrojen pazarlarının 2030'a kadar yaklaşık 3,8 milyon, 2050'ye kadar 6,5 milyon istihdam yaratabileceğini öngörüyor.