2026 ve temiz enerji hedefleri

Yeni bir yıla girerken nereden geldiğimiz ve nereye gidiyoruz sorularını birlikte yanıtlamak gerekli.

2001 yılında EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) kuruluşunda yenilenebilir enerji üretimi sıfıra yakın seviyede, toplam elektrik üretimi 30 GW civarındaydı.

Bugün yenilenebilir enerji kurulu gücümüz 40 GW seviyesini aşmış durumdadır. COP28 ve COP29 süreçlerinde enerji taahhütleri oluşturuldu. Türkiye, Bakan Alparslan Bayraktar'ın vizyoner yaklaşımı ile yenilenebilir hedefini 10 yıl içinde dört katına yükseltme kararına imza attı. Bakan Bayraktar, son olarak IICEC (Sabancı Üniversitesi Uluslararası İklim ve Enerji Merkezi) tarafından düzenlenen konferansta, 2026'nın yenilenebilir enerjide "yeni bir rekor yılı" olacağını söyledi.

"2025'i 6 bin megavat güneş ve 2 bin megavatı rüzgarla, toplam 8 bin megavatın üzerinde kurulu güç artışı ile bitiriyoruz. Bu ivme 10-12 bin MW seviyelerine yükselmeli. Yaklaşık 1 trilyon liralık, 5 yıllık Türkiye genelinde dağıtım şebekesi seviyesinde bir yatırım, yenileme, bakım programını EPDK tarafından yakın zamanda açıklanacak.

Hedef yenilenebilir enerji kapasitesinin sisteme sağlıklı şekilde entegre edilebilmesi için yüksek gerilim doğru akım (HVDC) hatlar başta olmak üzere iletim şebekesinde "iletim 2.0" niteliğinde bir yatırım sürecini başlatılmıştır. 10 yılda, bu alana yaklaşık 30 milyar dolarlık yatırım yapılacak."

Bakan Bayraktar, elbette baz yük santrallerin öneminden, Kırklareli'nde 840 megavatlık doğal gaz santralinin devreye alınacağından, yurt dışında çok daha aktif bir milli petrol şirketi hedeflediklerinden de söz etti. Suriye ve Irak'a ihracatın artırılması ile Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan'ı kapsayan yeşil enerji koridoru çerçevesinde Nahçıvan üzerinden Avrupa'ya elektrik iletimine yönelik projenin hayata geçirilmesinin planlandığını da anlattı.

En dikkat çekici bölüm, finans başlığıydı. 2026, Türkiye enerji sektörüne farklı kanallar üzerinden yoğun dış finansmanın sağlanacağı bir yıl olacak. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol'un ilk kez 'iklim krizi' başlığıyla konuştuğu konferansta, yenilenebilir hedefleri ve altyapı yatırımları, enerjide yeni yıl umutlarını yükseltmiştir.

***

COP31 VE YEŞİL HİDROJEN FIRSATI

IICEC Konferansı'nın ana teması kritik minerallerdi. Ancak, her yıl sonunda olduğu gibi IEA Başkanı Dr. Fatih Birol muazzam bir dünya görünümü ve analiz sundu. Özetle şunları aktardı:

- Doğal gaz piyasası uzun yıllar boyunca satıcıların piyasasıydı. Şimdi alıcıların piyasası olacak. Alıcıların eli güçlenecek. Petrol talebinin büyümesi 2030-2040'a kadar devam edecek. Dünya ulaştırma sektöründe arabalar, kamyonlar ve otobüslerde elektrifikasyon belirleyici olacak. Çünkü toplam petrol tüketiminin yüzde 45'ini temsil ediyor.

-Son 40 yılda gelen gaz kadarı, sadece 5 yılda gelecek. Bu da doğal gaz fiyatlarında düşüşü getiriyor.

-Küresel alanda elektrik sektöründe devasa bir değişim var; yapay zeka / veri merkezleri, elektrikli araba ve klima kullanımında artış tüketimi tırmandırıyor.

- Nükleer enerji denklemine geri dönüyor. Elektrik arz güvenliği, düşük karbonlu sanayi dönüşümü ve Türkiye'nin jeopolitik ağırlığı açısından vazgeçilmez bir teknolojidir.

-Kritik mineraller, enerji dönüşümünün bir sonraki belirleyici başlığıdır. Asıl değer madenin çıkarılmasında değil, rafinasyon kapasitesinde ortaya çıkıyor.

Dr. Birol, yıllardır ilk kez, iklim krizine atıfta bulunarak analiz yaptı. Dünya devletlerinin, anlamsız bir şekilde iklim krizinin dışında hassasiyetlere yöneldiğini vurguladı ve "bu geçici bir durumdur. Mutlaka gündemde hak ettiği önceliği alacaktır. Bu nedenle, COP31 Başkanlık ve ev sahipliği, son derece önemli bir uluslararası başarıdır. Türkiye'nin küresel sorunlarda çözüm otaklığı ve gücünü gösterecektir." dedi.

COP31 Antalya'da bütün dünya ile paylaşacağımız ortak zemin, ülkemizin temiz enerji potansiyelini de ortaya koyacağımız çok önemli bir süreç olacak. Yenilenebilir enerji dünyasının katma değerli ürünü yeşil hidrojen, bizim yeni öykümüz için de fırsat olacaktır. Gerek Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu konuya hassasiyet göstereceklerdir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı hatta Tarım ve Orman Bakanlığı, bu alanın doğal paydaşlarıdır. ETKB Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar, yakın gelecekteki küresel susuzluk sorunu için, deniz suyunun saflaştırılarak kullanılması teknolojilerinin önemini vurgulamıştır. Yeşil hidrojen, sadece Avrupa Birliği tedarikçisi olmak için değil, çok yönlü fayda getirecektir. COP31 Antalya, yeşil hidrojenin sahne alacağı platform olmalıdır.

***

IICEC ve ÖNERİLERİ

IICEC Konferansı, bir anlamda müthiş bir lansmandı. Dr. Mehmet Doğan Üçok koordinatörlüğünde müthiş içerikler üreten IICEC, Türkiye Kritik ve Stratejik Madenler 2025 Raporu'nu bu konferansta sundu. IICEC Direktörü Bora Şekip Güray, 6 ana başlıktaki önerilerini sıralamadan önce, güçlü mesajlar verdi:

-Çin, kritik minerallerde büyük dominans sahibi. 20 stratejik mineralin 19'unda dünya lideri. Nadir toprak elementleri de buna dahil. Bunların büyük bir bölümü, giderek büyün yapay zeka ve enerji çipleri için hayati önem taşıyor. Biz de Çin ve birkaç ülkeye çok bağımlıyız. Maden çıkarıyoruz ve katma değer üretimimiz yetersiz.

6 adet stratejik planlama önerisi de şöyle:

Stok mekanizmalarının belirlenmesi

Madencilikte ve tedarik zincirlerinin genelinde güncel, detaylı ve bütüncül envanterlerin geliştirilmesiyle ekonomik potansiyelin belirlenmesi ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi.