Beşiktaş'ın gündeminde son altı aydır Sergen Yalçın ismi pompalanıyordu. Özellikle son iki aydır kamuoyuna artırarak enjekte edenlerin tavrı şu idi: "Sergen Yalçın gelecek, her şey düzelecek." Yalçın'ı sihirbaz ilan edip, şapkasından da şampiyonluk çıkaracağından emindiler. Hakemleri hizaya getirecek, rakipleri devirecek, Kara Kartal hemen yüksekten uçmaya başlayacaktı!
ransferlerin çoğu bitmiş, Solskjaer'e göre daha iyi bir takım oluşmuştu.
Türkiye, "Mekanın sahibi geldi" algısına inandırıldı. Ancak şapkadan zaferler değil 3 maçta 2 deplasman mağlubiyeti, araya sıkıştırılmış uzatmada gelen iç saha galibiyeti çıktı.
Maçın hikâyesine dönersek hakemin, VAR'ın haksız yere kırmızıyla Orkun Kökçü'yü cezalı durumuna düşürmesinin yarattığı boşluğu anlıyorum. Ancak Göztepe maçında o yok, Ndidi sakat diye uzun süredir oynamayan Necip'in 11'de başlatılması hem Beşiktaş'a hem oyuncunun kendisine haksızlık.
Göztepe erken goller buldu. Sonrasında topu kontrol etmek yerine Beşiktaş'a bırakıp, kendi sistemine uygun orta sahayı iyi kapatan kontratak oyununa döndü.