Fatih Doğan

Sabah

Sanki voleybol maçı!

Beşiktaş camiası, tribünü gerilince takım da sahada geriliyor. Kim ne derse desin Ankaragücü maçında yaşanan olayların ardından Beşiktaş'ın konsantrasyonu da sarsıldı, gerilen oyuncuların performansı da bozuldu. MHK'nin sezon başından bu yana doğru düzgün maç yönetmemiş, Beşiktaş'la negatif geçmiş ilişkisinden doğal gerilim kaynağı Halil Umut Meler

Beşiktaş'ın lideri Weghorst

Beşiktaş'ın yıldız golcüsü Weghorst oyunun ve takımın liderliğine soyunuyor. Sadece attığı gollerle ya da dün Ankaragücü deplasmanında olduğu gibi gollere katkısıyla değil önde rakibe baskı oluştururken de başrole soyunuyor. Hem kendi presini yaparken hem de el kol hareketleriyle arkadaşlarına çağrı yaparak gösterdiği hırs gözlerden kaçmıyor. Özetl

Hırslı, yıpratıcı kaliteli, bitirici

Dele Alli'nin Beşiktaş'a transferinden sonra şampiyonluk oranları güncellenmeli... 25 milyon Euro'ya takım kuran Beşiktaş, 100 milyon Euro'luk takım efekti oluşturabilir. Dün Sivas maçında ortaya çıkan potansiyel kendini hissettirdi. Kalitenin hırsla bütünleşip başarılı bir takıma dönüşmesinin ayak izleri vardı. Dele Alli teknik kapasitesi, oyun ha

Beşiktaş on fire!

Beşiktaş taraftarı tribünde Hollandalı yıldızın ilk golü için "Weghorst on fire... (Weghorst yanıyor)" pankartı açsa da maç başladığında tüm takımın kazanmak için yanıp tutuştuğuna şahit olduk. Bu ateşin fitilini yakan hiç kuşkusuz tribünlerdi. İki asisti bulunan Weghorst dün ilk golünü attı, 2 golü ofsayttan iptal edildi. Neredeyse her gol pozisyo

Ghezzal'ın hediyesi!

Beşiktaş Kayserispor maçıyla sezonu evinde açtı. Tribünleri tıklım dolduran coşkulu taraftarları görünce siyahbeyazlı takımın kendi evinde büyük baskı oluşturacağını düşünenler yanıldı. Bu görüntünün birazını sezon başı yorgunluğuyla ilişkilendirebilirim. Ancak fotoğrafın bütününü görebilmek için takım organizasyonundaki eksikleri iyi görmek gerek.

Ulusal Hazırlık Ligi!

Ay-Yıldız'ı taşıyan veyahut temsil eden bir forma mevzu bahisse mahalle maçı dahi olsa kazanılmasını isterim! UEFA Uluslar Ligi'ni birçok teknik adam ve futbolcu gibi "gereksiz ve önemsiz" gören bir bakış açısında değilim. Düştüğümüz C Ligi'nin takımı değiliz. 3 maçta aldığımız 9 puana bu açıdan da bakmak lazım. 6 puanla karşımıza çıkan ve Stefan K

Psikolojik tuzaklara düşmedik!

Dünya'da birçok teknik adam ve futbolcunun yüksek sesle "zaman ve format" vurgusuyla eleştirdiği UEFA Uluslar Ligi'ni üçüncü seviyede C Ligi'nde oynamak zorunda kalmak Türkiye adına başlı başına bir trajedi. Buna rağmen yenilenen ve Stefan Kuntz'la gelişmeye, yükselmeye çalışan A Millilerimiz psikolojik tuzaklara rağmen Faroe Adaları karşısında iyi

Hamlesini yaptı, kupayı kaptı

Atatürk Olimpiyat Stadı'na girerken 2005'te tribünden izlediğim Liverpool-Milan arasında oynanan muhteşem Şampiyonlar Ligi finali aklıma geldi. Dün akşam ilk hissettiğim; Anadolu finalinde komşu iki şehrin huzurunun bozulmaması, kardeşliğin kazanmasıydı. Berna Gözbaşı ve Mecnun Otyakmaz başkanların maç önü mesajları kadar taraftarın ilgisi de yerin

Valerien'in zafiyeti!

Kim kazansa diğeri üzülecek, belki de geleceğine bir çizik atılacaktı. Ne üzdüler ne de üzüldüler! Oyunu da skoru da arafta bıraktılar. Valerien İsmael "Ben elimden geleni yaptım. Ofsayttan bu kadar basit, bu kadar amatörce gol yiyeceğimizi ve de Batshuayi'nin penaltı da kaçıracağını hesaba katmadım!" dese haklı çıkabilir. Ghezzal ilk penaltıyı da

Nöbetçi eczane

N'Koudou 72'de oyuna girdi. Kayseri deplasmanında maçın seyrini değiştirdi. Yıldız dokunuşu yaptı. N'Koudou çok hızlı ve yetenekli, oyun tarzı olarak da Süper Lig'e özellikle deplasman maçlarında uygun bir isim. Atiba'nın uzun pasında hızıyla kaptanını golle onurlandırdı. Kendi hazırladığı penaltıyı kendi gole çevirmesi başka bir seviyede olduğunu