Şehadetten dönüp gözlerini 2 meleğe açtılar
1)Uzman Çavuş Yılmaz gözlerini açtığında bir gariplik vardı. Tam göremiyordu. Bir elini uzatmak istedi. Hareket yoktu. Diğer elini denedi. Yine yok. Feci bir an. Dünya kararmış.
Jandarma Uzman Çavuş Yılmaz Yiğit; Şırnak'ta 2007'de alçakların döşediği bir mayına basmıştı. Bir gözü, iki kolu ve bir bacağı gitmişti.
Yılmaz'ım Yiğit'im oracıkta kararmıştı.
Yiğit, onlarca ameliyat geçirdi. Hayata tutunmakta zorlanıyordu. Dünyası kararmıştı.
Kim teskin etmeye gelse şöyle diyordu: "Şehit olmayı düşünmüştüm ama böylesini hiç düşünmemiştim."
Aradan uzun zaman geçti.
Gözlerini açtığı yer Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'ydi.
Onun omzuna dokunan el ise Uzman Fizyoterapist Sevgin Yosmaoğlu'ydu.
O kadar zordu ki.
Kararmış umutlar, kurumuş yaşama sevinci.
Öfke, kırıklık, hüsran, "keşke şehit olsaydım" diyen iç ses.
Elbette kolay değildi.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıBakın ne diyor canımızın, başımızın tacı gazimiz Yiğit: "Bizim vatan sevgimizde ülkemiz için şehit olmak var. Yani şehit olacağımızı çok düşünürdük ama hiç böyle gazi olacağımızı, engelli duruma düşeceğimizi düşünmemiştik. Hayata bağlanması o kadar kolay olmadı. Çünkü yeniden bir çocuğun doğması gibi; emekleyerek, sürünerek, düşerek, kalkarak ayağa kalkmayı başardık. Ortez-protezler yerine takılınca bir eğitimleri var. Bunun için fiziksel olarak destek almanız gerekiyor, gücünüzü, kuvvetinizi toparlamanız gerekiyor."
İşte tam o gün oradaydı Sevgin...
Gazinin önce moralinin sonra yaşama isteğinin yükseltilmesi gerekti.
O kadar zordu ki...
Ama Sevgin hiç bırakmadı Yılmaz'ı.
Sonunda Yılmaz'a protez kol ve bacağın ardından yurtdışında geliştirilen ve hisleri iletebilen biyonik el takıldı. Gazi Yiğit, yıllar sonra ilk kez kızının elinden tutup birlikte yürüdü. Kalem tuttu. İmza attı. Kimsenin yardımı olmadan çayını içebildi.
Çay içebilmek bizler için ne kadar sıradan bir durum değil mi
Basit bir el hareketiyle bardağı alıp ağzınıza götürüyorsunuz.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıAma bakın Gazi Yiğit ne anlatıyor:
"Özellikle böyle denize karşı çay, kahve içmeyi çok seviyorum. İnsanın kendisinin çay bardağını kavrayıp içmesi gibi bir şey yok. Yani bir başkası içirmiyor."
Peki kolay mı oldu bunlar. Yılmaz'a eşi çok destek oldu. Ve tabii en umutsuz anında yanında olan Sevgin.
O yüzden ben Sevgin ve arkadaşlarına "gazilerimizin melekleri" diyorum.
Şehadetin kıyısından dönmüş o yiğitleri, kolları bacakları kopmuş o arslanları yeniden hayata bağlıyorlar.
2) SEVGİLİ CEREN ÖNÜNDESAYGIYLA EĞİLİYORUM
Yalnız Sevgin mi Daha gözlerim dolarak okuduğum bu hikayeyi sindiremeden DHA bir başkasını geçiyor.
Yine Şırnak...
Yine 2007... Yine hainlerin döşediği mayın.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıAslanımız o mayına basınca iki bacağını dizinden itibaren kaybetmişti.
Hasan Kocamaz, 10 gün bitkisel hayatta kaldı. Allah sevenlerine bağışladı. Ankara'ya götürüldü.
Onlarca ameliyat geçirdi.
Teröristlere dağları dar eden o kahraman gözlerini açtığında bacakları olmayan bir gaziydi.