Denizlerimize, çevreye, sahillerimize, ormanlarımıza, hayvanlarımıza verdiğim değeri bilen okurlarımdan şikâyet yağıyor.
Zannetmeyin ki,
Bu yazdıklarınızı, gönderdiklerinizi görmezden geliyorum.
Hayır...
Biriktiriyorum. İnceliyorum. Soruyorum.
Bugün bir bölümünü aktarıyorum.
ŞEZLONG İSTİLASI
Bir okurum yazmış:
"Denize girmek için sahile gidelim dedik. Ne mümkün. Otellerin, lokantaların önündeki sahiller mantarlarla çevrilmiş. Mutlaka şezlong alacaksınız. Yani ne karadan ne de denizden gelebilirsiniz. Ya yemek yiyeceksiniz ya da şezlonga para ödeyeceksiniz."
ÇÖP ATACAK YER YOK
Teknesiyle Ege kıyılarına gelen yabancı bir çiftle konuşan okurum aktarıyor:
"Şaşkına dönmüşler. Selimiye'de çöpü atmak ve alışveriş için botlarına biniyorlar. Karaya çıkıp atacaklar. Ama karaya çıkacak yer yok. Yüzme mantarlarını geçip sahile çıkmaya imkân yok. Uzakta bir yer buluyorlar. Bu sefer de çöpün olduğu yere yürümek tam bir işkence. Alışveriş yapmak üzere marketin önüne gidiyorlar. Orayı da MUÇEV'den bir şirket kiralamış, bot bağlama parası istiyor. Yoksa bağlayamazsın. Yahu burası kasabanın sahili. Duvarı. İskele değil bir şey değil."
PARA VERMEDEN BAĞLARSANIZ BOTUNUZU ÇÖZERİM,YÜZERSİNİZ
Gerçekten de Selimiye'de benzeri bir olayı ben de görüyorum.
Denizden gelenler alışveriş yapabilmek için botlarıyla karaya çıkamıyorlar. Çöp atmak bir işkence. Şirketin yetkilisinin sözü de şu: "Para vermeden bağlarsanız ipi çözerim, botunuza yüzerek gidersiniz."
Yahu bu nasıl bir turizmdir anlamadım. Bunu yabancıya nasıl anlatırsın
Ege adalarının büyük bölümünü gezdikten sonra Yunanistan'ın güneyinden dönüp, İyon Denizi dahil Adriyatik girişindeki adalar ve sonra Arnavutluk, Montenegro ve Hırvatistan'a kadar gittim. Hiçbir kasabanın sahiline botla çıkarken böyle bir muamele görmedim. Tonoz verip cüzi bir para istediler. Ama ondan önce güler yüzlü bir karşılama gördüm. Turizm biraz da bu değil midir
Selimiye'de olan şaşırtıcı bir durum. Oysa belediyeler denizden gelenler için çöp alım yerleri gösterse sorun çözülecek.
Kaldı ki Tabiat Varlıkları Genel Müdürü Hacı Abdullah Uçan'ı tanırım.
Çevre duyarlılığı kuvvetli ve dürüst bir isimdir.
Haberin DevamıDenize, denizciye, doğaya, insana saygıyı ön planda tutar.
Eminim ki bu şikâyetleri dikkate alacaktır.
BİR MARİNADA 350 LİRA,DİĞERİNDE 1200 LİRA
Ege ve Akdeniz'de yalnızca Türkiye'de bir "Mavi Kart" uygulaması var. Tekneler atıklarını 15 günde bir vermek zorunda. Ama her marinada farklı fiyatlar var. Örneğin Marmaris Netsel'de 350 lira ama Orhaniye Martı Marina'da 1200 lira. Bir standartı da yok. Üstelik atık teknesini bulmak da mesele. İşte bir okurum:
"Hisarönü Körfezi'nde 3 tonluk bir atık alım teknesi var. Koca koca motor yatlara nasıl yetişsin Körfezde yüzlerce tekne var. Geçenlerde atık alım tesisi bozuldu. Yalnızca Tavşan Adası'nda onlarca motoryat var. Yetişemiyor elbette."
Haberin DevamıİMAR YOK RANT VAR
Her defasında yazıyorum. Ama hâlâ okurlarımdan mesajlar geliyor. Ege ve Akdeniz sahillerine bir türlü imar gelmiyor.
İmar gelmeyince de rant için kaçak yapılar mantar gibi yayılıyor.
İmar olmayınca bürokraside, belediyelerde "rüşvet dedikoduları" yükseliyor.
Bir de yöre köylülerinin durumları var.