Ölümün kıyısından hayata dönüş

"Ben eşimle çocuğumu apartmandan çıkarırken su belime geliyordu, öyle çıkarttım. Benim çocuğum üç yaşındaydı. 'Baba havuza giriyor, denize giriyormuş gibi mi' diyordu. Ben gerçekten tam böyle devletin varlığını 12 Ağustos sabahında gördüm. 12 Ağustos sabahında buraları arabalar almadı. Buraya herkes yığıldı. Rize'den, Trabzon'dan Diyarbakır'dan, Muş'tan, her yerden her şey geldi."

Emre Bey'in bu sözleri içime işledi.

11 Ağustos 2021'de Kastamonu Bozkurt'u öyle bir sel vurmuştu ki.

Ezine çayı taşmış 65 canı almıştı.

Güzelim ilçe perişandı. Evler yıkılmış. Yollar çökmüştü.

Tam bir felaketti.

Bozkurt ilçesi felç. Ertesi gün millet malını mülkünü bırakmış giden canlarına ağlıyordu.

O gün bir çocuk diyor ki;

"Allah'ım nasıl. Nasıl..."

Ve restoranı sular altında yok olurken Emre Fıçı'nın;

"Allah'ım kurtar bizi" sözü.

Ve geldik bugüne.

BAKAN KURUM'UN SÖZÜ

Aradan 3 yıl geçmişti.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Ve yine bir ağustos günü. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Bozkurt'a gitti

Aynen şöyle dedi:

"Burada söz vermiştik. Sözümüzü tuttuk. Bozkurt'u ayağa kaldırdık. Evleri, dükkanları, caddeleri yeniden inşa ettik. Allah milletimize bu felaketleri bir daha yaşatmasın."

O perişan haldeki Bozkurt'tan sonra bugünkü Bozkurt'a bakıyorum.

Pırıl pırıl evler, sokaklar, parklar yapılmış.

İnsanlar evlerine, dükkanlarına kavuşmuş.

Bozkurt ölümün kıyısından hayata dönmüş.

Bir bakan için, bir siyasetçi için bundan daha güzel ne olabilir.

O felâket gününden bugüne kadar Bozkurt için çalışan, ter akıtan kim varsa onları alkışlıyorum.

Edirne'den Diyarbakır'a kadar Bozkurt'a yardım gönderen bu milletin önünde saygıyla eğiliyorum.

Devlet böyle olmalı arkadaş.