TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi'nden uluslararası platformlarda yükselen iki sesi duyunca; Kendi kendime şöyle dedim; "Şu dünyada acaba hangi ülkenin parlamentosundan Gazze'deki bu soykırıma karşı ses yükseliyor"
İşte Brüksel'de NATO Parlamento Başkanları toplantısı... Filistin ve Gazze diyen tek kişi TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş. İşte İstanbul'da toplanan Savaşın ve Barışın Gölgesinde Karadeniz Zirvesi. TBMM Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, Gazze'deki soykırımı vurguluyor. İkisi de barış ve müzakerenin yolunu anlatıyor.
Diğerleri yalnızca "Ukrayna" derken bizimkiler "Ukrayna ve Filistin" diyor. Onlar, sanki Gazze'de böyle bir soykırım yaşanmıyormuş gibi konuşmalarında "İsrail aleyhinde" oluruz korkusuyla Filistin'in adını bile geçirmiyorlar.
Bizimkiler en gür sesleriyle insanlık için, Gazze için barışı haykırıyorlar. Ne ilginçtir ki Gazze'yi ağızlarına alamayan parlamento başkanları, Numan Bey konuştuktan sonra"Gazze vurgusu için" tebrik mesajları iletiyor.
Haberin DevamıNeyin korkusudur bu Demek ki onlar da bu ahlaksızlığa, bu vahşete karşı vicdanen sorumluluk hissediyorlar. Ama açıktan konuşmaya cesaret yok.
İsrail korkusu mudur bu Doğrusu ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak TBMM'den, yani halkın iradesinden yükselen bu iki sesi gururla dinlerim.
KILIÇ VE KURALLAR BENZETMESİ
Önce Numan Kurtulmuş'un konuşmasına geliyorum.
Numan Bey, gerçekten çok etkili bir cümleyle hatırlatıyor Gazze'deki zulmü:
"Değerli dostlarım,
Ukrayna konusunda bize rehberlik eden değerlerimiz ve ilkelerimiz Filistin için de geçerli olmalıdır. Müttefiklerin Gazze'deki soykırım kampanyasına verdikleri cılız tepki NATO'nun bölgedeki ortakları nezdindeki güvenilirliğine zarar vermektedir. Ayrıca Batı'nın çifte standartla hareket ettiği algısını da güçlendirmektedir."
Numan Bey;
Dünyada tıkanan sistemi anlatırken Batı'nın en çok övündüğü değerleri büyük bir nezaketle ortaya koyuyor: "Mevcut uluslararası sistem bir yol ayrımında. Çok merkezli bir dünyaya doğru geçişe tanık oluyoruz. Adil ve kalıcı bir barış için etkin bir askeri caydırıcılığın yanı sıra değerlerimize ve ilkelerimize daha güçlü bir bağlılık gerekmektedir."
Ve şu an dünyanın içinde bulunduğu durumu anlatan en keskin cümle: "Kılıçlar olmadan yapılan antlaşmalar sadece sözden ibarettir ve dünyayı güvence altına alma gücüne sahip değildir. Kurallar ve ilkeler olmadan ise kılıç, kontrolsüz güç ve despotizmin bir aracı haline gelir. Ukrayna ve Filistin, kurallar ve ilkelerin mi yoksa kaba kuvvetin mi galip geleceğinin bir testi olacaktır."
Haberin DevamıDoğrusu "kılıç" ve "barış" üzerine söylenmiş bu sözleri hiç unutmamak gerekiyor.
Savaş ve barışın temel kuralları. Kurallar ve ilkeler yoksa o kılıç despotizmin silahı oluyor. Kılıç olmadan yapılan anlaşma da sözde kalıyor. Bugün bu gerçeği en kanlı haliyle yaşamıyor muyuz
BATILI BAŞKANLAR BİLİYOR AMA SUSUYOR
Brüksel'deki zirvede NATO üyesi 32 parlamento başkanı ya da vekili var. Hepsi konuşuyor. Rusya'yı işgalcilikle suçlayıp "Ukrayna" diyorlar. "Kırım" diyorlar... Ama hiçbiri Gazze'den söz etmiyor. Gazze'deki insanlık dışı soykırımı ağızlarına bile almıyor. Ve çok ilginçtir ki... Numan Bey konuştuktan sonra birçok parlamento başkanı, "Gazze'deki felakete değindiği için takdirlerini" iletiyor.
Haberin DevamıNe tuhaf değil mi Zulmü, ıstırabı görüyorlar. Biliyorlar... Konuşmuyorlar mı Yoksa konuşamıyorlar mı Yazının başında da sordum ya. Neyin korkusudur bu