12 kahraman askerimizin şehadet haberi gelince...

Sarsıldık. İçimiz yandı. Kavrulduk. Donduk kaldık.

Tamam...

Tamam ama bir durun be kardeşim.

Hemen bir suçlu arama gayretleri.

Hemen "Toplanın tartışalım. Ceza keselim" niyetleri.

Neredeyse "Milli Savunma Bakanı hesap versin" demeye varacak çıkışlar.

Bir durun lütfen.

Verilen mücadelenin farkında mısınız

O mücadelenin nerede verildiğini biliyor musunuz

Üstelik;

Sen burada bu "hamasi soruları" sorarken;

Biliyor musun ki...

O sarp ve karlı dağlarda hâlâ nöbette olan evlatlarımız var.

Bir de onların ruh durumunu düşün.

"Acaba" sorusunun bu kadar yüksek perdeden sorulduğu günde...

Onların anne babalarının, eşlerinin ruh durumunu düşün.

Mesela önce gidip bir başsağlığı dilesen.

Nitekim TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Meclis adına gitti Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e başsağlığı diledi.

KANDİL'İ NE SANIYORSUN

Ve bir başkası oradan sallıyor:

"Kandil'e gir bakalım da görelim."

Yahu kardeşim, sen Kandil Dağı'yla Uludağ'ı karıştırma...

Kandil dediğin;

1500 kilometre uzunluğunda, 3500 metre yüksekliğinde sıradağlar...

Bir ucu Irak'ta, bir ucu İran'da.

Zargos'lardan uzanıyor.

Bir fotoğrafla anlatmaya çalışsam, hiçbir fotoğrafa sığmaz bu dağlar.

Faylar, derin vadiler, alabildiğine uzanan karlı ve sarp zirveler...

Bir orduyu soksanız, içinde kaybolur.

İşte Kandil diye bu dağlardan söz ediyoruz.

Şimdi "Ne yani böyle diye teröriste izin mi vereceğiz" diye sorabilirsin.

Ama sorma...

Çünkü işte o yüzden bizim evlatlarımız sınırlarımızın ötesinde nöbet tutuyor.

O terörist gelip şehirlerde alçaklık yapmasın diye.

496 BASKIN PÜSKÜRTÜLMÜŞ

Tekrar o tartışmalara dönersem;

Bak kardeşim.

Orada çok büyük bir mücadele veriliyor. Kış şartlarında, yabancı topraklarda azgın ve vahşi bir doğada...

Bizim Mehmetler aylardır görev yapıyor.

İşte Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri