BUGÜN çok önemli bir açılış var.

Tunceli'de güneyi kuzeye bağlayan;

Munzur'u bir seyir nehri haline getiren;

Pertek-Tunceli İl Yolu'nun;

Çemişgezek-Feribot İskelesi;

'Hozat-Pertek Ayrım İl Yolu' ile 'Pertek-Hozat İl Yolu ve Singeç Köprüsü' projelerinin açılışı yapılıyor.

Öyle il, ilçe isimleri sayarak tam anlaşılmıyor.

9.1 milyar dolarlık muazzam bir projedir bu.

Yüzlerce mühendisin, işçinin dağlara ovalara bıraktığı alın teridir.

Açılış deyip geçmeyin.

Özellikle Singeç Köprüsü.

1937'de Atatürk'ün bıraktığı son mimari eseriydi Singeç Köprüsü. Açılışını yaptığı gibi ismini de Atatürk koymuştu. 1968'de yenilenen köprü, bugünkü açılışla birlikte;

89 yıl sonra modern bir köprüye dönüşüp otoyolları dünyaya bağlıyor.

Hatırlıyorum da...

1990'lı yıllarda buralarda gezmek "ölümcül riskti".

Patikalara yol diyorduk.

2006 yılı Tunceli... Pülümür-Erzincan yolunda terör azmıştı.

2011'de Kars-Erzincan yolunda şehitler verilmişti.

Yol yok, ticaret yok, fabrika yok.

Elbette terör çoktu.

Oysa muhteşem bir doğa vardı. Munzur çayı bir tablo gibi uzanırdı.

Yıllar sonra rafting için gittiğim Tunceli'deki insanların sıcaklığı, şiir geceleri unutulur mu

Şehirden dağlara doğru bakan o çay bahçeleri.

İşte bugünkü açılış, oradaki halkın makus talihinin kırıldığı gündür.

Otoyolların, köprülerin uluslararası yollara bağlandığı gündür.

Bu harika eserin açılışını duyuran Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nu aradım.

Sohbet sırasında konu Singeç Köprüsü'ne gelince şöyle dedi:

"Singeç Köprüsü'nün yerine şimdi üçüncü nesil köprüyü tamamladık. 14 ayaklı, 472 metre uzunluğundaki köprümüzü öngermeli basit kirişli sistemle inşa ettik. En yüksek ayak 30 metreye ulaşıyor. Bu yapısal özellikleriyle bölgedeki geçişin güvenliğini ve dayanıklılığını uzun yıllar boyunca garanti altına aldık."

Uraloğlu bütün ömrünü bu memleketin, yollarına, demir yollarına adamış bir mühendistir.