Ağaçlara fısıldayan 'Orman Dede'yi kaybettik
RAHİM Hocam'la Sıfır Atık Zirvesi'nde Çevre Ödüllerini alırken tanışmıştık.
Emine Erdoğan Hanım'ın elinden ödülünü alırken o kadar heyecanlanmıştı ki.
Sonra dost olduk. Sohbetimiz ilerledi. Kuşlardan, ağaçlardan konuşuyorduk.
Konya'nın Beyören Köyü'nde yaşıyordu.
Tek başına çorak topraklara 50 bin ağaç dikip bir orman yaratmıştı.
Rahim Taşdemir ilkokulu dışarıdan bitirmiş; ayakkabı boyacılığı yaparak öğretmen okulundan mezun olmuştu.
Sonra takdirler. Fen fakültesi, matematik-astronomiden mezun.
Uzun yıllar öğretmenlik yaptı. 300'ü aşkın öğrenciyi tıp fakültelerine gönderdi
Haberin DevamıHikâyesi, sözleri, uyarıları ders niteliğindeydi...
Onu tanıyınca, tek bir eğitim almadan o satırları yazan;
Yunusları,Karacaoğlanları daha iyi anlamıştım.
Doğanın bilgeliğiydi bu.
Şimdi size onun bilgeliğinden kendi sözleriyle bir örnek veriyorum:
NEDEN ORMAN
"Şimdi adam geliyor bana soruyor. 'Ne yapıyorsun bu ıssız yerde'
Yahu arkadaş, ağaç dikiyorum.
'Niye' diyor bu defa."
Şu cevaba bakar mısınız
"Şimdi bir çeşme yapsan bu yörenin insanı faydalanır. Cami yapsan, okul yapsan yine bu yörenin insanı faydalanır. Ama orman yaparsan bütün insanlık faydalanır. Ormanın verdiği oksijenin sınırı yok ki. Afrika'daki de Amerika'daki de aynı atmosferden alır nefesi.
Ağaç bir abidedir. Bizim kullanacağımız oksijeni karbondioksitten temin eden başka bir fabrika var mı"
"Orman Dede" son günlerde dertliydi. İyiden iyiye yaşlanmıştı.
Ağaçlarına yeterince bakamıyordu. Ormanı yok olacak diye uykuları kaçıyordu.
Bir ara banaşöyle yazmıştı:
"Ölem dedim ecel gelmedi. Kalam dedim mecal kalmadı..."
İşte bu mesaj üzerine"Orman Dede'nin imdat çığlığı"nı yazdım.
Ve ardındanEmine Hanım'dan gelen "yardım mesajı"nı aldım.
İçim rahatladı.
Haberin DevamıÇünküRahim Demirtaş'ın ormanları için kapsamlı bir çalışma yapılacağını biliyordum artık.