36 yıldır babasına mezar arayan küçük kız

TBMM'de "Terörsüz Türkiye" komisyonu tutanaklarından 11 yaşındaki Besna'nın yaşadıklarını okuyorum: "Ben Besna Tosun...

19 Ekim 1995'te gözaltına alınıp kaybedilen Fehmi Tosun'un kızıyım.

O günlerde 11 yaşındaydım, 36 yıldır babasına mezar arayan bir evlat olarak ve 36 yıldır hakikati arayan bir insan hakları savunucusu olarak buradayım."

Besna, Milli Birlik Dayanışma ve Kardeşlik Komisyonu'nda konuşuyor.

Ne tuhaftır ki...

Daha birkaç yıl öncesine kadar Besna elinde babasının fotoğrafı polis ablukasında bekliyordu.

Şimdi milletin meclisinde, demokrasinin mabedinde büyük bir saygı görerek dilediği gibi konuşuyor.

Besna o günden beri babasını bir daha görmemiş. Ve bu acılı arayış, 11 yaşındaki bir çocuğun gözünden TBMM'deki komisyona böyle yansıyor.

Evet kayıplar yaşandı. Çok büyük acılar yaşandı. Ve işte bugün; Kayıplarını arayan anneler, çocuklar şimdi TBMM'de konuşuyorlar. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri anlatıyor. Oğulları dağa kaçırılan anneler acılarını anlatıyor.

Haberin Devamı

Ve her birinin son cümlesi; "Bir daha bu acılar yaşanmasın" oluyor.

İÇE AKAN GÖZYAŞLARI SİLİNEMEZ

Komisyon tutanaklarında bir isim daha dikkatimi çekiyor. Bilge Gürs. Adı gibi "bilgece" bir konuşma yapıyor.

Şehitlerimizin ruhlarına, bizlerin kalplerine doğru bir konuşma.

Hele bir "karınca" örneği veriyor ki: "Şehit yakınlarımız ve gazilerimize yaklaşırken hassas olmalıyız. Şehit yakınlarımız, gazilerimiz cam misali kırılmadan önce çok hassas. Kırılırsa çok keskin olurlar. 'Karıncayı bile incitmem' demeyin, 'bile'den de incinir karınca. Şehit yakınlarımıza, gazilerimize yaklaşırken 'ama'larımıza, 'fakat'larımıza dikkat etmeliyiz. Hiçbir şehit çocuğunun gözünün yaşını sildiniz mi Sanmam, çünkü içe akan gözyaşları silinmez hissedilir."

Bilge Hanım'ın bu sözleri hepimiz adına tarihi değerdedir.

MUHARİP GAZİLERDEN KIRMIZI ÇİZGİ

TBMM'deki bu komisyonun tutanakları, "Terörsüz Türkiye" sürecinin has belgeleridir. Okudukça bunu daha iyi anlıyorum. İşte Muharip Gaziler Derneği Genel Başkanı Beyazıt Yumuk'un şu uyarısı: "Kırmızı çizgimiz, PKK terör örgütünün lider kadrosunun toplum hayatına katılmasının engellenmesidir. Binlerce masum insanı katleden bu kişilerin cezalarını çekmeleridir. Terörsüz Türkiye'nin sözde değil yüreklerde yer bulmasını devam ve güvenliğin sembolünün sizlerle olmasını temenni ediyoruz..."

Haberin Devamı

Tutanakları okudukça görüyorum ki; Kim konuşursa konuşsun, son cümlesi "Terörsüz Türkiye" için umut dolu sözler oluyor. Kırmızı çizgiler olsa da dilekler bu yönde.

Emniyet Teşkilatı Vazife Malülleri Vakfı Başkanı