28 bin kilometrelik sır

ONU yaralı olarak bulmuşlardı. Önce yoğun bakıma aldılar. Sonra uzmanlar tedavi etti.

Adına da Tuba dendi.

Tuba için yeniden bir hayat başlıyordu.

Ve bundan 50 ay önce üzerindeki takip cihazıyla birlikte İztuzu Plajı'ndan denize bırakıldı.

Aradan yıllar geçti...

Ve önceki gün DHA'dan bir haber:

"Tuba 50 ayda 28 bin kilometre yol kat etti."

Takip haritasına göre Tuba;

İztuzu Plajı'ndan sonra Ege adalarını geçmiş. Oradan Yunanistan'ın en güney ucu Mataban Burnu'nu aşmış.

Malta açıklarına yönelmiş. İyon Denizi'nde bir süre dolaştıktan sonra, rotasını İtalya kıyılarına çevirmiş.

Sicilya, Mesina açıkları ve Toronto...

Ardından rotayı Adriyatik'e çevirmiş.

Yunanistan'ın Korfu Adası açıklarından geçip Arnavutluk kıyılarına ulaşmış.

Arnavutluk'u geçtikten sonra İtalya'nın Birindisi Limanı açıklarından Montenegro ve Kotor sularına ulaşıyor.

Adriyatik'in azgın sularında aylarca gidiyor...

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

MUCİZE DEĞİL DE NEDİR

Deniz kaplumbağası Tuba'nın İztuzu Plajı'ndan çıkıp yaklaşık 18 bin mil süren bu yolculuğunun ne anlama geldiğini özellikle dünyayı dolaşan denizciler iyi bilir.

Yalnızca Atlantik Okyanusu'nu geçmek yaklaşık 2 bin 300 mildir.

Bu örnek üzerinden düşünürseniz;

Tuba'nın seyir haritasındaki mucize çok daha iyi anlaşılacaktır.

Tuba'nın kat ettiği rotayı önceki yıl geçmiş bir denizci olarak;

Bu doğa harikası önünde saygıyla eğiliyorum.

Ege üzerindeki onlarca ada. Sert rüzgarlar... Devasa dalgalar... Akıntılar... Gecenin ıssız karanlığı... Yıldızlar...

YÖNÜNÜ NASIL BULUYOR

Ben bu denizleri GPS ve haritalarla geçtim.

Uydu teknolojisinden faydalandım.

Geceleri radar kullandım.

Yine de kolay değildi.

Peki Tuba o uçsuz bucaksız ve azgın denizlerde yönünü nasıl bulabildi

Bilim adamları da elbette bu soruyu soruyorlar.

Ve bir araştırma yapılıyor.

Current Biology dergisinde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre;

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Kaplumbağalar göç yolları üzerinde millerce yüzerken enlem ve boylam koordinatlarını, dünyanın manyetik alanını okuyarak bulabiliyorlar.

Ne kadar basit bir cümle değil mi

Bizim yüzlerce yıl sonra geliştirdiğimiz teknoloji onların doğasında var.

Peki nasıl okuyorlar o manyetik alanı.

Beyinlerinde nasıl bir algı sistemi var

Nasıl bir radar

Araştırmayı yürüten Nathan Putman şöyle diyor:

"Yumurtadan çıkıp denize ulaşan kaplumbağalar ilk andan itibaren doğru noktalara yönelebiliyor."

Kendini bu gezegenin sahibi gibi hissedenlere söylüyorum:

Gezegenin sahibi falan değilsiniz. Olsa olsa henüz tekamülünü tamamlamamış bir parçası olabilirsiniz.