İşkembe-Kübra

Yeni bir gazetecilik türü çıktı ortaya. "Yellen yellen ipe diz" gazeteciliği. Kulis adı altında "sallama" muhabirliği. Yapanlar çoluk çocuk olsa gam yemeyeceğim. Koca koca gazeteciler. Bakın gazeteci yanlış yapmaz, gazetecinin her yazdığı doğru çıkar falan demiyorum. Hepimiz hata yaparız, yanlış yazarız, yanıltılırız, bazen doğru yazmış bile olsak yalanlanabiliriz ama "olsa olsa" deyip işkembe-i kübradan haber çıkarmanın hiçbir kabul edilebilir tarafı yoktur. Dünün işkembe-i kübradan çıkan haberi "Mansur Yavaş CHP Genel Başkanı'na rest çekecek ve eğer genel başkanlar Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak ise ben seçim çalışmalarına katılmam diyecek" şeklinde tezahür eden haberdi. Bu haberin muhtemel kaynağı ise Mansur Yavaş'ın Teke Tek'te söylediği "Aslında benim gönlüm genel başkanların parlamentoda olmasından yana. Doğrusu buydu" sözleri idi. Ben de Mansur Yavaş gibi düşünüyorum. Bir yandan "Güçlendirilmiş parlamenter sistem"i ve parlamentonun gücünü savunacaksınız, diğer yandan hiçbir genel başkan parlamentoda olmayacak. Hem tutarsız hem de yarın parlamenter sisteme geçildiğinde 1-2 yıllığına bile olsa güçsüz bir Başbakan demek. Ancak Mansur Yavaş'ın bu konuda bir rest çekmesi söz konusu bile değil. Fikrini söylemiş, tekrarladı ve konu kapandı. Ben hala listeler belli oluncaya kadar bu konunun Millet İttifakı içinde yeniden değerlendirilebileceğini düşünüyorum. Peki Mansur Yavaş "Ben seçim çalışmalarında yer almayacağım" demeyecek de, ne diyecek Zurnanın zırt dediği yer burası. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, büyük ihtimalle, Cumhuriyet Halk Partisi lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan "sulhu salah" için taleplerini iletecek. Çünkü Millet İttifakı içinde bu konuda bazı sorunlar var. Seçime doğru giderken, bazılarının "barışı ve düzeni" bozmaya yönelik faaliyetleri olduğu artık saklanamaz hale geldi. CHP içinde küçük bir grubun iki büyükşehir belediye başkanından rahatsız olduğu, sadece onlardan değil onların arkasında duran kişi gibi görünen Meral Akşener'e karşı da tepkili olduğu, bunun da seçime giderken güç birliğine zarar verdiğini anlatmış olabilir Kılıçdaroğlu'na. Mansur Yavaş'ın seçimi gerçekten kazanmak isteyenler adına yapacağı bu girişimin ne kadar etkili olacağını da görürüz elbet. Bir helikopterden neler öğrendik YAZARLAR Giriş: 21.03.2023 - 08:41 Güncelleme: 21.03.2023 - 08:41 ABONE OL Bir süredir neye inandırmaya çalışıyorlar bizi. "Türkiye çok güçlü. Terörle mücadelede çok başarılı. PKK öldü bitti perişan oldu." "Ülkede 5 PKK'lı kaldı, 8 PKK'lı kaldı. Her şeylerini biliyoruz." Ama geçen hafta bilmediğimiz bir şey ortaya çıktı. PKK'nın helikopteri bile varmış. PKK'nın üst düzey teröristlerini taşıyan ve bir PKK'lının kullandığı helikopter, Kuzey Irak'ta düşünce öğrendik bunu. Her şeyini bildiğimiz PKK'nın bilmediğimiz bir yönü ortaya çıktı. Helikopter düştü, neyin göründüğünü söylemeyeyim de yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeyeyim. Bu mu her şeyini bildiğiniz PKK! Diyebilirler ki, "Bu helikopter SDG'nin." Doğrudur. Suriye, ABD'nin taktığı isimle, Demokratik Güçleri'nindir. Ama bizim için onlar PKK'dır. Diyecekler ki, "ABD veriyor." Doğru ABD veriyor! Zaten tersini söyleyen de yok. Hatta "KYB de var" diyeceklerdir. Doğru, içinde Talabani"nin Kürdistan Yurtseverler Birliği de vardır muhtemelen. Bu daha da vahim bir durumdur. Karşımızda hem yerel hem uluslararası koalisyon yapmış bir PKK var demektir. Vahamet katmerlidir. Sormazlar mı adama, "Hani uluslararası alanda çok güçlüydük Koduk mu oturtuyorduk, biz ne dersek o oluyordu! Ne bu rezillik" diye.