SON dönemde Türkiye merkezli baş döndürücü bir diplomasi trafiği yaşıyoruz. Başkan Erdoğan'ın liderliğinde; içeride Terörsüz Türkiye başlığı altında tarihi adımlar atılırken, dünya barışı için de çok önemli gelişmelerin merkezi haline geldik...
Türkiye artık hem dünya siyasetinde hem de bölgesi ile ilgili karar süreçlerinde vazgeçilmez bir oyun kurucu haline geldi.
Dünyanın gözü bugün İstanbul'da kurulacak olan Rusya-Ukrayna barış masasında ve dün başlayan Antalya'daki NATO Dışişleri Bakanları toplantısında olacak.
Uluslararası ilişkileri değiştirecek kararların alınacağı bu toplantıların dışında Türkiye'nin ve Başkan Erdoğan'ın yürüttüğü yoğun diplomasi ile bölgemizdeki dengelerin yeniden kurulduğu bir süreci de yaşıyoruz.
Başkan Erdoğan, Suriye'de sağlanan barış ortamının ardından bu ülkeye yönelik yaptırımların kaldırılması için bir süredir yoğun bir görüşme trafiğini sürdürüyordu. Son olarak 5 Mayıs'ta ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde de konuyu dile getirmiş ve Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasını istemişti.
Önceki gün ABD Başkanı Trump yaptığı açıklamada "Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi için ilk adımı attık ve Suriye'ye uygulanan yaptırımları kaldırdık. Bu kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşarak aldım" demişti.
Bu açıklamanın yapıldığı akşamın sabahında da Riyad'da Başkan Erdoğan, ABD Başkanı Trump, Suudi Veliaht Prensi Selman ve Suriye
Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın katıldığı 4'lü zirve ile yaptırımların kaldırıldığı bir kere daha duyuruldu.
Türkiye'nin diplomasi yeteneği, Başkan Erdoğan'ın güçlü liderliği, gerek dünyadaki gerekse bölgedeki sorunların tek tek çözümünü sağlıyor...
İşte bu noktada yüreğimizdeki kanayan yara Gazze de unutulmuyor.
Dünyada belki de bu konuyu gündemde tutan, bulunduğu her ortamda Gazze'yi hatırlatan tek lider olan Başkan Erdoğan'ın Filistin'e yönelik ablukanın