Ne yediğimizi bilmek hakkımız

GEÇTİĞİMİZ hafta Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, gıda güvenliği konusunda önemli bir dönemi başlattı.
Bakanlık, gıdada hile yapan, taklit ürün kullanan ve insanların sağlığını tehlikeye atan firmaları artık anlık olarak tek tek açıklıyor. Üstelik ne yapmışlarsa onu da açık açık yazarak...
"Guvenilirgida. tarimorman.gov.tr" adresinden bu listeye ulaşmak mümkün...
Günlerdir de yayında.
Hepimiz gördük, neler yapıyorlar...
At, eşek eti yediren mi ararsınız, dana eti diye tavuk eti satan mı...
Ürünleri kanserli boyalarla farklılaştıranlar, raf ömrünü uzatmak adına canımıza kastedenler...
Paketlerin üzerine 'tereyağ' yazıp içine ne bulursa dolduranlar...
Say say bitmiyor...
Hadi merdiven altını anlıyoruz da koca koca markalara ne demeli
Utanmaları da yok.
İnsanların sağlığını tehlikeye atan firmaları teşhir etmek önemli bir adım, ama sonrası da olmalı...
Bunu alışkanlık haline getirene acınmamalı.
Ticaretten, üretimden men edilmesi lazım...
Bilerek cana kastedenle ne farkı var
Birçok meslekte olduğu gibi, gıda sektöründe üretim yapmak isteyenlere kimse 'bu işin ehli misin, gıda işini biliyormusun' diye sormuyor.
Herkes istediği zaman sektöre girerek gıda üretebiliyor, alım satımını yapıyor. Ehliyet sorulmayan mesleklerden birisi de gıda.
Bu durum işin ehli, yıllarını sektöre adamış dürüst üreticiye de zarar veriyor.
Elbette otoritenin denetimi, kanunun yaptırımları çok önemli.
Ama ben tüketicinin de gücüne inanıyorum. O yüzden bu gücümüzü kullanalım. Bizi aldatanları denetleyelim, ihbar etmekten çekinmeyelim.
Cebimize, sağlığımıza göz dikenleri bildirelim.