Zulmün konuşulmadığı dünya

Haksızlığın ve zulmün adının değişmesi hakikati ve gerçekleri değiştirebilir mi "Zalim ülke"ler kendi vatandaşlarına ya da komşularına zulmederken buna hakları varmış gibi dünyayı yanıltmanın da peşindeler. Zulüm o kadar çoğaldı ki, artık zalimlere 'zalim' demek de yadırganır oldu.

Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından "Barışın ve Bilimin Işığında Ruh Sağlığını ve Yaşam Hakkını Savunmak" temasıyla 60'ıncısı düzenlenen psikiyatri kongresi gerçekleştirilmiş. TPD Genel Başkanı Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, toplantıda yaptığı konuşmada "Savaşlar tüm coğrafyalarda sıradanlaşmış, katliamlar uluslararası kamuoyunda konuşulmaz olmuş, Filistin'de ölen binlerce bebek bile barışı savunmak zorunda olan uluslararası kuruluşları ve başta Batı devlet yönetimleri olmak üzere dünyayı harekete geçirememiştir. Bu amaçla tüm dünyaya barış için, barış olmaz ise ruh sağlığı olmaz diye çağrıda bulunduk" demiş. (ANKA, 1 Kasım 2024)

Türkiye'de ve dünyada artan şiddet hadiselerine dikkati çeken Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım şöyle bir tablo çizmiş: "Bizler barışı ve bilimin gerekliliğini, onların varlığı ile yaşama hakkının ve ruhsal sağlığın mümkün olacağını yüksek sesle haykırmak, bu gerçekliği bilimsel toplantılarda tartışmak ve görünür kılmak istedik. Çünkü barışa ve bilime en çok ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz. Neden böyle bir kongre yaptık ve neden acil çağrı istiyoruz Savaşlar tüm coğrafyalarda sıradanlaşmış, katliamlar uluslararası kamuoyunda konuşulmaz olmuş, Filistin'de ölen binlerce bebek bile barışı savunmak zorunda olan uluslararası kuruluşları ve başta Batı devlet yönetimleri olmak üzere dünyayı harekete geçirememiştir. Bu amaçla tüm dünyaya barış için, 'barış olmaz ise ruh sağlığı olmaz' diye çağrıda bulunduk. (...) Dolaylı ya da doğrudan giderek artan ve sıradan hale gelen şiddet olayları gündelik hayatı ve güvenlik algısını tehdit edecek boyutlardadır artık. Bir çocuğun en güvende olması gereken ailesinin yanında öldürülmesi, çocukların ve kadınların güvende olmamaları ve geleceklerinin göz göre göre yok olması, başta kurumlar olmak üzere hepimizin faili ve sorumlusu olduğu bir suçtur."