Tarım ülkesi olmak kötü mü
Çözüm bekleyen çok fazla derdimiz olduğu her halde tartışılmaz. Bu dertlerden biri de yüklü miktarda tarım ürünü ithal ediyor olmamızdır. Ürettiğimiz ürünlerin ihtiyacı karşılamadığı durumlarda ithalat elbette bir çaredir, ama acaba daha çok üreterek ve daha az ithalat yaparak yaparak 'tarım çarkı'nı dönderemez miydik
Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Gaytancıoğlu, ülkemizdeki 'tarım çarkı'nı anlatırken şöyle demiş: "20 yıllık ithalat verilerine baktım. 2005 yılından bugüne kadar Türkiye tarımında 140 milyar dolarlık ithalat yapılmış. 20 yılda çiftçimize ne vermişiz 69,9 milyar TL. Yaklaşık ithalatın yarısını çiftçimize vermişiz, ama iki katını başka ülkelerin çiftçilerine vermişiz."
140 milyarlık tarım ürünü ithalatında 25 milyar doların buğdaya gittiğini anlatan
Gaytancıoğlu, şunları da söylemiş: "Bu topraklarda yetişen tüm ürünlerden ithalat var. Buğday, ayçiçeği, mısır, tütün, canlı hayvan, kırmızı et, nohut, fasulye, mercimek, arpa... Aklınıza ne geliyorsa soya, pamuk hepsini ithal etmişiz. En çok parayı da buğdaya vermişiz. (Buğdaya verilen) 20 yılda 25 milyar dolar. Kendi çiftçimiz varken ve bu topraklarda arpa, buğday, tütün, pamuk, soya, ayçiçeği, mısır yetişiyorken hayvancılık yapabiliyorken başka ülkelerden ithalat yapmayalım."
Ülkemizde tarın üretiminin azalmasının elbette birden fazla sebebi vardır. Enerji fiyatlarının yüksek olması 'tarım çarkı'nın yavaşlamasının baş sebebi olabilir. Aynı şekilde gübre fiyatlarının yüksek olması da yıllardan beri dile getirilen şikâyetler arasındadır. Son yıllarda buna bir de işçi ücretlerinin artması ilâve edildi ki, bu şartlarda çiftçilere 'Haydi, daha fazla üretim yapın' demek anlamını yitirmiş oldu.