Tabelalarla uğraşmayı bırakın!

Son yıllarda hemen her ülkede 'yabancı düşmanlığı' tırmanışa geçmiş durumda. Pek çok ülkede 'ırkçı' partiler eskiye nispetle daha fazla oy alıyor ve bazı ülkelerde de iktidar ya da ortağı oluyor. Bu durum önümüzdeki yıllar için de 'dünya barışı'na engel bir hal olarak görülebilir.

Irkçılığın 'yükselen değer' olmasında ülkemiz de etkilendi. Yeni kurulan ve sadece "Yabancılar ülkelerine dönsün" benzeri propaganda yapan bu partiler tahminlerde daha fazla oy alabilmiş durumda. Ülkemiz için konuşulacak olursa, geçen yıllara nispetle daha fazla yabancı düşmanlığı yapıldığı görülüyor.

Elbette 'yabancı düşmanlığı'nın nüksetmesinde Türkiye'yi idare edenlerin de yanlış politikalarının etkisi vardır. Çok az 'yabancı'nın bulunduğu ve bu konuda tecrübesi olmayan bir ülkeye bir anda bilyonlarca 'yabancı'nın gelmesi 'yabancı düşmanlığı' yapmak isteyenlere fırsat vermiş oldu.

Suriye'deki savaş sebebiyle ülkemize gelenlerin 'yabancı olmadığı' söylenebilir. Öyle bile olsa savaş şartları sebebiyle ülkemize göç edenler için yeteri kadar hazırlık yapılabilmiş miydi "Her türlü tedbir alındı, sonra Suriyeliler geldi" denilebilir mi Maalesef bu sorulara olumlu cevap vermek mümkün değil. Keşke çok daha hazırlık, çok da profesyonelce bu iş yürütülebilseydi. Neticede 'etki-tepki' hadisesi yaşandı ve hiç olmaması arzu edilen 'yabancı düşmanlığı' kök salmış oldu.

Bu düşmanlığın en büyük tezahürü, bazı belediye başkanlarının "Arapça dükkân tabelaları"na karşı başlattığı kavgadır. Kim yaparsa yapsın bu davranış yanlıştır ve savunulamaz. Başka pek çok dilde dükkân tabelaları varken, sadece Arapça tabelalara 'yasak' getirmek kesinlikle yanlıştır ve bu yönde adım atanlar aklı başında siyasetçiler tarafından uyarılmalıdır. Kurallara uymayan, 'kaçak çalışan' dükkanlar olabilir. Bunlara karşı tedbirler alınması başka bir şey, sırf dükkânların ismi yazılırken Arapça yazılmış diye onlara ceza yazmak, tabelaları söküp atmak insafla, iz'anla, hakkaniyetle izah edilebilir mi