Sarsıcı tablo
Suç oranlarının düşmesi için çalışıldığı halde tak aksi bir netice ile karşılaşılması acaba ne ile ve nasıl izah edilecek
Türkiye'yi idare edenlerin beyanlarına bakılırsa; uyuşturucu, hırsızlık, terör ve benzeri "her türlü kötülük" karşısında kararlı bir mücadele veriliyor. Hatta bu vesile ile neredeyse her hafta bir "suç örgütü"nün çökertildiği de ilan ediliyor. Peki böyle yapılıyorsa "resmi makamlar"ca açıklanan "cezaevlerindeki suç profili"ni nasıl değerlendirmek icap eder
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı rapora göre, cezaevlerinde suç profilinde uyuşturucu suçları yüzde 36 (119 bin 500 kişi) ile birinci sırada; ikinci sırada yüzde 25 ile hırsızlık; üçüncü sırada yüzde 15 ile yaralama suçları geliyormuş. (AA, 17 Haziran 2024)
İlgili habere göre; Türkiye'de 403 cezaevleri bulunuyor. 11 Haziran 2024 tarihi itibarıyla cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu sayısı 340 bin 268 kişi. Bunun 322 bin 770 kişiyle yüzde 95'ini erkekler, 14 bin 345 kişi ile yüzde 4'ünü kadınlar, 3 bin 153 ile yüzde 1'ini çocuklar oluşturuyor.
Türkiye'de yeni yapılan cezaevlerinin uluslararası standartların da üstünde olduğuna dikkat çekilen raporda; projesi devam eden cezaevinin 34, inşaat halinde olan cezaevinin 26 olduğu ve bunların en geç 2026 yılına kadar bitileceği öngörülmüş.
Cezaevlerinin "bina"larının "uluslararası standartların da üstünde" olması ile övünebilir miyiz Yoksa "Bize ne oldu ki 'fabrika'lar yapmak yerine sürekli yeni cezaevleri yapıyoruz" diye derin derin düşünmek mi icap eder
Elbette cezaevleri de olacak. Fakat buraların 'boş' kalması için çok daha yoğun bir çalışmanın içinde olmak gerekmez mi Ayrıca 3 binden fazla çocuğun bir şekilde cezaevinde olması başlı başına bir 'kriz' değil mi Bu çocuklar büyüdüklerinde nasıl bir ruh haline sahip olacak