Öğretmenine kıymet ver!

Finlandiya'daki eğitimin başarılı olması sadece Türkiye'nin değil, belki bütün dünyanın ilgisini çekiyor.

Türkiye gibi eğitim konusunda sıkıntılı olan bir ülkenin ve idarecilerinin oradaki uygulamadan ders ve ibret almaları icap etmez mi

Finlandiya Tampere Üniversitesi'nde öğretmen eğitimleri üzerine doktora çalışmalarını sürdüren Aytuna Yamaç, katıldığı bir kitap fuarında, "Finlandiya neden üst üste yedi kez dünyanın en mutlu ülkesi seçiliyor, bunu nasıl başardılar" sorusuna cevap vermiş. Yamaç, Finlandiya'nın mutluluğunun temelinde eğitim sisteminin, eğitim sisteminin temelinde de güvenin olduğunu hatırlatmış.

Finlandiya'da öğretmenlerin sadece eğitim veren kişiler değil, aynı zamanda toplumun en saygı duyulan bireyleri olduğunu ifade eden Yamaç, sözlerine şöyle devam etmiş: "Öğretmenliği yüksek uzmanlık gerektiren bir meslek olarak görmek, öğretmenlerin sahip olduğu özgürlük ve sorumlulukla doğrudan bağlantılıdır. Finlandiya'da öğretmenler, müfredatla ilgili esnekliğe, derslerini kendi yöntemleriyle şekillendirme özgürlüğüne sahipler. Bu özgürlük, öğrenciler için de geçerli. Öğrencilerin kendi yeteneklerini keşfedebileceği ve bunu besleyebileceği bir ortam inşa ediliyor. Spor aktivitelerinden kültür sanat faaliyetlerine kadar tümüyle sağlıklı bir yapı kuruluyor ve geri kalan kısmı öğrenciye bırakılarak onlara güven duyuluyor. Sınav ve ödev gibi Finlandiya efsanelerini bir kenara bırakırsak, öğrenciler kendi ders programlarını kendileri oluşturacak özgürlüğe sahipler. İşte bu özgürlük, işlerini mutlulukla yapmalarını sağlıyor." (Contact More PR Basın Bülteni, 24 Ağustos 2024)

Finlandiya eğitim modelinde en az matematik ve fen bilimleri kadar değer gören derslerden birisinin ev ekonomisi dersi olduğunu belirten Aytuna Yamaç, "Ev ekonomisi dersine büyük önem verilir ve çocuklar, yemek pişirme, çamaşır yıkama, tamir yapma gibi hayatın vazgeçilmez becerilerini okulda öğrenir. Çocuklar 8-9 yaşlarında okula kendileri yürüyerek, bisikletle veya otobüsle gider ve okul bittikten sonra evde ailelerini kendileri beklerler. Bu yaklaşım, çocukların bağımsız ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmelerini sağlar ve bunun okullarda çok küçük yaşlarda kazandırılması hedeflenir" demiş.