Medyanın derdi bitmez
Sağ olsunlar, 'Çalışan Gazeteciler Günü' gibi vesilelerle resmi makamların yaptığı açıklamalar sonrası gazetecilerin ve gazeteciliğin dertleri gündeme gelmiş oluyor. Medya hür olduğu ölçüde yanlışlara itiraz etme imkanı olur ve dolayısıyla millet ve memleket kazançlı çıkar.
Maalesef ülkemizde medyanın geçmişi çok tartışmalıdır. Milletin değerleriyle kavgalı bir medyanın yanlışlara itiraz etmesi de mümkün değil. Medya vasıtalarının hele hele 28 Şubat 1997 süreci gibi dönemlerde ortaya koyduğu tavır, hem inandırıcılığını hem de güvenilirliği derinde yaralamıştır. Dolayısı ile medyanın dertleri gündeme geldiğinde millet nezdinde ilgi görmemesi gibi bir netice ile karşılaşılmıştır.
Çok tartışmalı olsa da "özgür medya" yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin yanında "dördüncü bir kuvvet olarak" ele alınır. Medya, kendisine yüklenen bu vazife tam olarak yerine getirebilmiş olsa yolsuzluk ve usulsüzlükler artarak devam edebilir miydi Son yıllarda ortaya çıkarılan dünya çapındaki yolsuzluklar 'hür medya' eliyle olmadı mı Amerika gibi ülkelerde bile gizli kapaklı yapılan işler büyük ölçüde 'cesur gazeteciler' eliyle deşifre olmadı mı
Tabii ki 'hür medya' için en başta hukukun hakim olduğu bir siyasi sistem gerekir. Muhalif olmanın, iktidarı eleştirmenin 'fiilen yasak' olduğu bir yerde 'hür medya'dan bahsetmek mümkün olur mu
Basın Konseyi 'Çalışan Gazeteciler Günü' vesilesiyle yaptığı açıklamada, "Yüzde 95'i iktidarın kontrolünde olan basın, ne yazık ki az sayıda yayın organı ve gazetecisiyle halka haberi, gerçeği iletmeye çalışıyor. On bini aşkın işsiz gazeteci, kıdem tazminatını bile alamadan işinden olurken, grev hakkından yoksun kalırken (...) hangi gazetecilik hakkından söz edilebilir ki" diye sorulmuş.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan açıklamada da şöyle denilmiş: "Gazetecilerin gerçekleri halka iletmesinin engellenmesi için sürekli suç uyduruluyor, haksız gözaltı ve tutuklamalarla gazeteciler baskı altına alınmaya çalışılıyor. (...) Resmi ilan kesintileri ve para cezalarıyla yurttaşların haber alma, gerçeğe erişim ve bilgilenme hakkını engellemeye devam ediyor."