Keçileri kaçırdık mı
Ülkemizin hal ve gidişine bakıldığında "Keçileri kaçırdık mı" sorusunun akla gelmesi normaldir.
Bu tabir "Düşünme yeteneğini kaybetmek, delirmek, bunalım içinde olmak" anlamına gelir. Eldeki imkanları doğru şekilde kullanmayıp sıkıntılara düşmek de bu anlama gelmez mi
Bir süredir 'kış dönemi çalışmaları' için Çayeli'nde bulunuyoruz. Geçen gün vadimize kar yağınca bunu vesile ederek köyümüze çıktık. Büyük şehirlerde yaşayanların karlı havalara hasret kaldığını biliyoruz. Öyle ki, İstanbul'da yaşayan ve Kocaeli'nin yüksek kesimlerine kar yağdığında 'kar görmeye' gidenleri tanıyoruz. Dolayısı ile kar, beraberinde bazı zorlukları getirse de aynı zamanda hasret kalınan bir güzelliktir.
Yağan kar en çok da dağlarda, yaylalarda ya da köylerde çobanlık yapan sürü sahiplerini sıkıntıya sokar. Bizim köyümüzde de keçi sürüsü sahibi olan bir komşumuz, ağabeyimiz var. Bu defa köye çıktığımızda keçi sürüsünün bir kısmının köyde olduğunu öğrenince onları da ziyaret etmek istedik ve bulundukları yere gittik. Bu esnada bir de 'ziyaret fotoğrafı' çekip sosyal medyadan 'Çobanlık yapmaya niyetlendik' şeklinde paylaşmış olduk. Bazı arkadaşlar bu 'bilgi'yi ciddiye alınca mesajı düzeltmek durumunda kaldık ve "Biz artık çobanlık yapamayız. Ama devlet çobanlara, sürü sahiplerine ne kadar destek verse onu hak ediyorlar" dedik. Hakikaten de öyle değil mi Karda, kışta, yılın her günü yüzlerce 'keçi, koyun ya da inek gibi' mübarek hayvanlarla uğraşmak desteği, tebriği ve takdiri hak etmez mi
"Desteğe ne gerek var. Bu işi yapan zaten para kazanır" diyenler olabilir. Elbette para da kazanır, ancak aynı zamanda 'devlete ve millete' fayda sağlamış olmuyorlar mı Beslenen her koyun, keçi ya da inek 'et ithalatı'na daha az para ödemek anlamına gelmez mi