Kur'an, oruç ve bereket ayı Ramazan'ı hayırlısı ile uğurladık.

Bu seneki Ramazan ayı hem içeride hem de dışarıda çok farklı hadiselere zemin oldu. Dışarıda zalim İsrail mübarek ayda da Gazze'yi bombalamaya devam etti. İçeride ise mahalli seçim atmosferi Ramazan ayının huzuruna kısmen de olsa gölge düşürdü denilebilir.

İstanbul'da yaşamak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. En başta trafik yoğunluğu ve geçim sıkıntısı Türkiye'nin en cazip şehrini yaşanmaz hale getirmiş durumda. Bununla birlikte İstanbul'un kendisine has bir manevi havası var ve bu hava; mevcut sıkıntılara sabretmeye gerektiriyor.

İstanbul'un Ramazanları ve tabii ki bayramları da kendisine has manevi havaya sahip. Tarihi camilerle dolu İstanbul hem Ramazan ayında hem de bayram günlerinde bir başka güzelliğe de sahip oluyor.

Mübarek Ramazan ayının son teravihini (8 Nisan 2024 akşamı) Şehzade(başı) Camiinde (Saraçhane, Fatih) kılmak nasip oldu. Bu camide teravihler hatimle kılındığı halde yoğun bir ilgi olması gerçekten sevindirici. Hatırlamak gerekir ki bazı camilerde 'hızlı teravih kıldıran' imam hatipler var ve bazıları o camileri tercih ediyor. Öte yandan her aksak bir cüz okunan teravih namazlarının kılındığı böyle tarihi camilerin ilgi görmesi dikkat çekici değil mi Tarihi camilerdeki manevi hava ve huşu, ihlaslı cemaati kendisini çekebiliyor. Nitekim Şehzade Camii imam hatibi son teravih sonrasında yaptığı dua ve konuşmada buna dikkat çekti ve "Biz bu ilgi ve kalabalığı Cuma namazlarında ancak görüyorduk. Allah razı olsun, camilerimizi şenlendirdiniz" diyerek cemaate teşekkür etti.

Türkiye'nin en kalabalık şehri olan İstanbul'daki bu tarihi camilerde ayrıca her milletten cemaat aynı safta kaynaşmış oluyor. Hatırlamak lazım ki ülkemizde uzun zamandan beri bir "yabancı düşmanlığı" körüklenmek isteniyor. Peki, aynı safta duran, namaz kılan ve dua eden müminler birbirine hor bakabilir mi İstanbul Ramazanlarının böyle de bir faydası oluyor.