İnsanlığımız nerede

Mübarek Ramazan ayında bile İsrail'in Gazze'deki zulmünün devam etmesi en başta İslam âleminin ve bir bütün olarak insanlığın imtihanı kaybetmek üzere olduğunu akla getirmez mi

Gazze özelinde Filistin'de yaşanan katliam karşısında "büyük devletler"in idarecileri iyi bir imtihan veremedi. Elbette o ülkelerde yaşayanlar ekseriyetle zulme itiraz etti ve bunu da protestolarla ilan ettiler. İktidar koltuğunda oturmayan idareciler de İsrail'i kınadı. Fakat Almanya örneğinde olduğu gibi sorumlu makamlarda oturanlar İsrail'in zulmüne göz yumdu ve hatta destek mesajları verdiler.

Acaba daha önce böyle bir çelişkiye dünya şahit olmuş muydu Gazze'de yaşayanlar için "gıda ve yardım paketi" atanlar aynı anda İsrail'e de silah satma yarışındalar. Üstelik bu çelişkiyi de cesaretle savunup "Burada bir yanlışlık yok" diyebiliyorlar. Bu politikaların "Tavşana kaç, tazıya tut" demekten bir farkı var mı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Malezyalı mevkidaşı Enver İbrahim ile Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüşmüş. Berlin'deki görüşmenin ardından ortak basın toplantısında konuşan Scholz, Orta Doğu'daki ihtilafa ilişkin (Enver İbrahim ile) farklı görüşe sahip olduklarını, bu yüzden burada bu konuda görüş alışıverişinde bulunmayı önemli bulduğunu söylemiş. Scholz, özetle Almanya'nın bu ihtilafta İsrail'in kendisini savunma hakkı olduğu yönünde açık bir tutum sergilediğini ve ülkesinin bu tutumunu değiştirmeyeceğini tekraren ilan etmiş.

İsrail'in uyguladığı 40 yıllık vahşeti ve mülksüzleştirmeyi öylece silemeyeceklerini ya da unutamayacaklarını dile getiren Malezya Başbakanı Enver İbrahim, şöyle demiş:

"Bunun çözülmesi lazım. Ben insanların, çocukların hiçbir şekilde öldürülmesinden yana mıyım Kesinlikle hayır. Sanki bütün sorun 7 Ekim'de başlayıp bitiyor, 7 Ekim'de başlamadı. 40 yıl önce başladı, bugün de devam ediyor. (...) Sorunu şimdi çözmek, çatışmaların durması gerektiği, cinayetlerin durması gerektiği ve ardından tüm sürecin sona ermesi gerektiği anlamına geliyor. Müslüman, Hristiyan ve Yahudi yok. İnsanlar barış içinde yaşayabilmeli. (...) Tek bir konuya bakıp bu kadar tek taraflı davranarak, 40 yıllık vahşeti bir kenara atarak da çözüm bulamazsınız. Çözüm sadece esirlerin serbest bırakılması değil. Evet, serbest bırakılmalılar ama çözüm bu değil. (Yasa dışı) Yerleşimcilerin davranışlarına ne diyorsunuz Filistinlilerin haklarına, topraklarına, onurlarına, erkeklerine, kadınlarına, çocuklarına el konulması her gün oluyor. Mesele bu değil mi Bizim insanlığımız nerede, bu ikiyüzlülük neden var Müslüman, Yahudi, Hıristiyan fark etmeksizin herkesin haklarının tanınmasını istiyoruz. Bu konuda çok netim ama tabii ki konuya sadece tek bir vakaya, tek bir kurbana odaklanırsanız ve 1947'den bu yana binlerce kurbanı bir kenara bırakırsanız bunun konuyla alakası olmadığını kabul edemem. Adil olmalıyız ve adil olan dostane bir çözüm bulunmalı." (13 Mart 2024)