İktidara sandık mesajı

31 Mart 2024 Pazar günü yapılan mahalli idare seçimleri sonunda ortaya çıkan tablo mutlaka çok değişik şekillerde yorumlanabilir ve yorumlanacaktır. Fakat kesin olan bir durum var: İktidar büyük kaybetti.

20 yıl boyunca iktidarını sürdüren bir siyasi yapının ortaya çıkan bu 'büyük kaybetme'yi sindirmesi kolay değildir. Her ne kadar "Neticeler başımızın üstünde" anlamına gelen açıklamalar yapılsa da kendi içlerinde 'suçlu' arayışına gidecekler ve muhtemelen iç tartışma büyüyecektir. "Galibiyetin sahibi çok, mağlubiyetin sahibi yok" tespiti gereği kimse bu mağlubiyetin sorumlusu olmak istemeyecek.

Başta emeklilerin durumu olmak üzere ekonomik sıkıntıların bu seçimde belirleyici olduğu şeklinde umumi bir kanaat seslendiriliyor. Elbette emekliler belirleyici olmuştur, ancak iktidarın kaybetmesini sadece ekonomik meselelerle anlatmaya çalışmak moda tabiriyle fotoğrafın tamamını görmemek anlamına gelir. İktidarın görmek istemediği ve muhtemelen bundan sonra da görmeye yanaşmayacağı gerçek şudur: Hak, hukuk ve adalet yolundan uzaklaşıldığı için kaybettiler.

İlk bakışta vatandaşın 'hak, hukuk ve adalet' gibi kaygıları olmadığı düşünülebilir. Ancak bahse konu ekonomik sıkıntıların da temelinde hak, hukuk ve adalet yoksunluğu yatmıyor mu Yani Türkiye hak, hukuk ve adalet yolunda ilerlemiş olsa ekonomik kriz bu kadar dayanılmaz hal alır mıydı Hak, hukuk ve adalet denildiğinde sadece mahkeme salonları ya da mahkeme kararları akla gelmesin. Liyakate göre değil de 'taraftarlığa' göre işe adam almak da bir hukuksuzluk değil mi Hem, bunca kişinin ahının alınması dolaylı olarak bu neticeyi doğurmadı mı Atalarımız ne demişti: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste...

Gerek TV'lerde ve gerekse sosyal medyada konuşan uzmanlar hadiseye değişik pencerelerden bakıyorlar. Elbette her seçim gibi bu seçimin neticeleri de bir defa değil, belki aylarca ve hatta yıllarca konuşulacak. Bazı vatandaşlar, hadiseye 'uzman'lardan daha iyi teşhis koyabiliyor. Sosyal medyada gözümüze ilişen bir vatandaş yorumu şöyle: