Dost acı söyler

Her ne kadar "Doğru söyleyeni onuncu köye kovarlar" denilmiş olsa da doğruları söylemek lâzım ve doğru söyleyenleri de dost bilmek icap eder. Acı olsun, ama doğru olsun...

Türkiye'nin Avrupa Birliği yolculuğu hakkında 'dost' olan da 'dost olmayan' da konuşuyor. Türkiye'yi idare edenler ise ekseriyetle doğruları söyleyenleri dost bilmek yerine, onlara kızıyor ya da küsüyor. Onun yerine Türkiye'nin menfaatine olmayan, ama idarecilerin hoşuna giden sözleri sarf ederleri ekseriyetle baş tacı ediyorlar. Meselâ, "AB'ye giriş için gerekli şartları yerine getirmezseniz üyeliğiniz mümkün olmaz" diyenlere kızıp, "Türkiye'de yaşayan ekseriyet Müslüman olduğu için sizi AB'ye almıyorlar" diyenleri alkışlıyorlar. Oysa acı da olsa doğru ve 'dost'ları dinlemek icap eder.

Görebildiğimiz kadarıyla Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, uzun bir süreden beri ve istikrarlı bir şekilde Türkiye'yi idare edenlere 'dost'ça ikazlarda bulunuyor. İdarecilerin hoşuna gitmese de 'hakikat'i dillendirip 'acı gerçekler'i dile getiriyor.

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Amor, 'Avrupa Komisyonu 2025 Türkiye Raporu'nu değerlendirdiği açıklamasında da öyle yapmış ve şöyle demiş:

"Ne yazık ki, son Komisyon raporundan ve Parlamento raporundan bu yana tablo, demokrasi standartları açısından daha da kötüleşti. Demokratik gerileme derinleşti. Katılım süreciyle ilgili alanlarda da hiçbir ilerleme yok. (...) Ama Komisyon raporu çok kapsamlı; ilişkilerin birçok boyutunu ele alıyor. Parlamento ise daha siyasî bir kurumdur. Bizim dilimiz ve yaklaşımımız tamamen farklı. Benim raporumda açıkça ifade ettiğim şey, Türkiye'de ciddi bir demokratik gerileme olduğudur.