Devlet imkanları kimin emrinde

Önümüzde yine bir seçim var.

Nasip olursa 31 Mart 2024 tarihinde seçim sandığı milletin önüne gelecek ve oy kullanma hakkına sahip olanlar başta il ve ilçe belediye başkanları olmak üzere belediye meclis üyeleri ve muhtarları seçecek.

Seçim takviminin açıklanmasıyla birlikte siyasi partiler ve adaylar projelerini açıklamaya başladı. En büyük yarış İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde yaşanacak. Şimdiden neticelerin millet menfaatine olmasını temenni ederiz.

Son zamanlardaki seçimlerin 'adil' olup olmadığı hep tartışıldı. Görünüşte isteyen herkes seçime giriyor ve yarışıyor. Sandıklar başlarında da büyük oranda bir 'kavga' yaşanmıyor. Ancak sadece bu tabloya bakarak seçimlerin eşit ve adil bir şekilde tecelli ettiğini söyleyebilir miyiz

Bir defa, adaletsizlik seçimlerden çok önce başlıyor. Bu noktada içinde bulunduğumuz 'sistem'in de kabahati var. Fakat bu 'tek adam sistemi'ni kuran da işbaşındaki iktidar. Dolayısı ise kabahati sisteme atma hakları yoktur.

Cumhurbaşkanının partili olması seçimlerdeki adaletsizliğin bir sebebi. Devlet adına kullanılması gereken imkanlar, doğrudan ya da dolaylı olarak parti menfaati için kullanılıyor. Mesela, devletin TV kanallarındaki haberler baştan sona cumhurbaşkanının partisinin 'reklamı' ile doluyor. Devletin sahip olduğu TV kanalları partilere mümkün olduğu kadar adil ve eşit mesafede durması gerekmez mi Cumhurbaşkanının partisine mensup belediye başkan adaylarının açıklandığı toplantının baştan sona yayınlanması 'seçim adaleti'ne uygun olur mu