Boş boş konuşup...
Son günlerde daha çok orman yangınları konuşuluyor olsa da Türkiye'nin kalıcı gündemlerinden biri de depremlerdir.
1999'daki "Marmara Depremi"nden sonra "İstanbul'u yıkıp yeniden yapma"yı vaad eden idareciler, aradan yıllar geçtiği halde gerekli tedbirleri almadı ve İstanbul halen depreme dayanıksız bir şehir olarak duruyor.
6 Şubat 2023 tarihinde meydana galen "Kahramanmaraş Depremleri" sonrasında da benzer konular tartışıldı. Şu bir gerçek ki ne kadar konuşulursa konuşulsun, ülkemize depreme karşı gerekli tedbirler alınmış değil. Büyük şehirlerdeki 'toplanma alanları'nın dahi imara açıldığı bir anlayış hüküm sürdüğü müddetçe de kalıcı tedbirlerin alınacağını söylemek kolay değil.
Deprem olduğu anda herkes konuşuyor, ama aradan zaman geçince bu tehlike yine unutuluyor. Gemlik'de arka arkaya depremler yaşanınca konu yeniden gündeme gelmiş ve uzmanlar ortak bir noktada birleşip Gemlik'in başka bir yere taşınması icap ettiğini söylemişler. Esasında bu mesele daha önce de gündeme gelmiş ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, 2 yıl önce katıldığı bir televizyon programında Gemlik'in acil olarak taşınması gerektiğini söylemiş.
Prof. Dr. Görür, 2 yıl önce şunları söylemiş: "(İdareciler) Gemlik'i taşımaya karar vermişler birkaç sene önce. Fakat sonra siyasî bir şeyler çalışmış vazgeçmiş, durmuşlar. Gemlik muhakkak taşınmalıdır. Gemlik, Geyve, İznik Kuzey Anadolu fayının Güney fayı üzerinde tam oturuyor ve oturduğu yer de deniz kumuyla dolu. (Deprem olması halinde) Kurtulma şansı yok." (Candaş Tolga'nın 'Az Önce Konuştum' programı, TV100)
Prof. Dr. Şükrü Ersoy da bölgede "6 ve hatta 7'ye varabilen büyüklükte depremler oluşabileceğini" belirtmiş. Gemlik'in ise "alüvyon zeminli, daha yumuşak, deprem dalgalarının daha şiddetlenebileceği ve yapı stokunu hayli etkileyebilecek bir zemin" üzerinde kurulu olduğunu hatırlatmış.