Türkiye'nin dertlerinden biri de genç nüfusun her geçen yıl biraz daha azalması ve önümüzdeki senelerde "İhtiyarlamış Türkiye" gerçeğiyle karşı karşıya kalacak olmamızdır. Maalesef, "Genç Türkiye"ye sahip olmamızın kıymetini bilmedik ve gençlikten gereği gibi istifade edemedik.
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre önümüzdeki yıllar nüfus bakımından daha sıkıntılı olacak. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından yayımlanan yeni küresel rapor buna değinmiş. Rapora göre, dünya genelinde milyonlarca insan, ekonomik zorluklar ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin birleşiminden kaynaklanan engeller yüzünden arzuladıkları aile büyüklüğüne ulaşamıyor. "2025 Dünya Nüfusunun Durumu" başlıklı raporda, insanların büyük çoğunluğunun çocuk sahibi olmayı istediği ancak birçok ülkede bu isteğin, yüksek hayat maliyetleri, güvencesiz çalışma şartları, uygun barınma ve ev eksikliği ile gelecek kaygısı gibi sebeplerle engellendiği belirtilmiş.
UNFPA İcra Direktörü Dr. Natalia Kanem, "Bu bir doğurganlık krizi değil, bir tercih eksikliği krizidir. İnsanlar çocuk sahibi olmak istiyor ancak sistematik engeller yüzünden bu kararlarını hayata geçiremiyor. Gerçek çözüm, bireylerin ihtiyaç duyduğu desteği sunmaktan geçiyor: ücretli aile izni, uygun fiyatlı doğurganlık hizmetleri" değerlendirmesinde bulunmuş.
Raporda Türkiye ile ilgili doğrudan bir değerlendirme yok, ancak başka ülkeler için anlatılan dertlerin ülkemiz için de büyük ölçüde geçerli olduğu söylenemez mi Türkiye'yi idare edenler bile konuşmalarında gençlerin evlenemediklerini ya da evlenmediklerini dile getiriyorlar. Acaba evlenme çağına gelen bir genç, uygun şartlar olsa evliliği tercih etmez mi
Elbette başka pek çok sebep olmakla birlikte bugün itibarıyla gençlerin evlilikten kaçınmasının sebebi büyük ihtimalle ekonomik tablodur. Değil asgarî ücret, asgarî ücretin neredeyse iki katı maaş alan "gençler dahi "Bu şartlarda geçinemem diyerek evlilikten uzak duruyor. Gençlerin gelecekle ilgili umutlarını kıran idareciler acaba sorumluluklarının farkında mıdır