Adalet yılı olsun
2023'ü geride bırakarak 2024'e adım atmış bulunuyoruz.
Geride bıraktığımız yıl bir bakıma 'adaletsizlik yılı' oldu. Elbette 2023'ü sadece bu şekilde isimlendirmek de doğru olmaz. 2023, adaletsizliğe ilaveten, 'haksızlık, hukuksuzluk, enflasyon, faiz, kriz' gibi isimlerle de anılmayı hak ediyor.
Peki, 2024'ün 'hak, hukuk ve adalet yılı' olmasını arzu etmek ve bunu gündeme taşımak milletimizin hakkı değil mi Niçin dünyanın başka ülkelerinde olan 'hak'lar ülkemizde de olmasın Mutlaka 'haksız' ülkeler de vardır; fakat kötüyü emsal almak ve kendi hukuksuzluğumuza bahane üretmek yanlış olmaz mı
"Adil idare" ve hukuk devletine acil ihtiyacımız olduğu artık görülmeli ve idarecilerimiz bu yönde adım atmalı. Görünüşte ekonomik krizle boğuşuyoruz, ama esasta bizim boğuştuğumuz mesele 'haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik'tir. Eğer tam bir hukuk devleti olmuş olsak ekonomik krizleri de çok daha kolay aşmış olmaz mıydık Gerek ehil ekonomistler ve gerekse dünyayı tanıyan siyasetçiler ekonomik krizleri aşmanın yolunun 'hukuk ve adalet devleti olmak'dan geçtiğini her defasında ifade ediyorlar. Dünyanın genel gidişatı da zaten bunu tasdik etmiyor mu
Sanayileşmesini tamamlayamayan bir ülke olarak dışardan gelen yatırımcıya ve paraya ihtiyacımız olduğunu şimdiki idareciler de söylüyor. Peki, keyfi olarak hukuk kurallarının değiştiği bir yere yabancı yatırımcı gelir mi Maç devam ederken kural değiştirilir mi Böyle bir idare dünyadaki yatırımcılara güven verebilir mi
O halde yanlışta ısrar etmenin bir faydası olmadığı görülmeli ve ülkemiz mutlak surette 'hukuk yolu'nu tercih etmelidir. Keyfi kararlar, mahkemelerin birbirini nakzeden yorumları ve 'çatışma' görüntüsü var olan güveni de sarsmış durumda. Bir an önce bir tablo değişmeli ve Türkiye'nin 'adil bir ülke' olması icap eder.