Uf yoruldum artık

Gazetecilik yaptığım yıllarda adım adım Anadolu'yu dolaştık. Bu ziyaret esnasında hem mesleğimizle ilgili haber yaptık hem de şehirlerimizin maneviyat erlerini tanımak imkânı bulduk. Yıllar önce ilk defa tanıştığım Konya'nın doktor abisi merhum Mehmet Hulusi Baybal (Kendisi hem insanlara tıbbı olarak şifa dağıtıyor hem de kalbi eğitim noktasında sohbetler yapıyordu.) abimizden size bir hakikat mesajı nakletmek istiyorum. Kendisinden bunu 1991 yılında ziyaret esnasında dinlemiştim. Bir gün Merhum Doktor Hulusi Konya'nın manevi erenlerinden halk arasında Dişçi Baba diye bilinen Mehmet Lekesiz Hoca (Diş Teknisyeni 1891-1981) ziyarete gider. Ziyaret esnasında Baybal ağabey sanki biraz yorgunluk alameti gösterir. Gelen hastaların şikâyetleri, o günkü ortamın durumu vb gibi ruh hali bedenine yansır. Dişçi Baba ise hiç bir şey demeden hemen ona bir hikâye anlatır. İşte Dişçi Babanın anlattığı hikâye: " Masal bu ya bu ya ormanın öyle bir bölümü varmış ki bu bölgede yaşayan canlıların hepsi birbirinin dilinden anlarmış. Bir gün çınar ağacı yaşlılığın da verdiği bitkinlikle yoruldum be çocuklar su dallarımdan biraz uzaklaşsanız demiş üzerindeki kuşlara. Tabi bunu duyan kuşların bazıları hareketlenip uçmuş bazısı kanadını bile kıpırdatmamış. Kuşların arasında uzun seyahatler yapan akıllı bir leylek varmış. O ortamı sakinleştirmek için sözü almış ve şöyle söylemiş: "Ey koca çınar sen mi bizi taşırsın yoksa toprak mı Bir gün olsun şu dağları, evleri, ağaçları, nice nice hayvanları sırtında taşıyan toprak şikâyet etmedi. Nice diyarlar dolaştım ağaçlar gördüm şu şikâyeti bir senden duydum." Bu sözleri duyan toprak ise biraz mahcup ve tevazu ile : " Hepiniz hâklisiniz. Kâinatı ayakta