Cumhurbaşkanı Erdoğan dün AK Parti Grubunda tarihi öneme sahip, çok kıymetli bir konuşma yaptı. Geçmiş bin yılda kader ortaklığı yapan, aynı vatan toprağında koyun koyuna yatan, kız alıp veren, kanları genleri birbirine karışan bu aziz millete seslendi ve Kürtlere hitapla "emperyalistlerin tuzağını bozun, gelin yeni yüzyılda, yeni binyılda da kardeş kalalım" dedi.
Pratikte bu zaten böyledir. Kürtlerle Türkler kardeştir. Birbirinin canına namusuna onuruna kast etmez. Kıblesi, ezanı, vatanı, bayrağı, devleti, milleti bir iken Cumhurbaşkanı ne diye Kürtlere hitap ediyor o halde, diyen olursa cevap ortadadır.
Yüz, yüz elli yıl önce tarlamızı "bölücü" fikirlerle süren, "ulus devlet" fikrini, "ırk temelli milliyetçilik" zehrini imparatorluğa zerk eden emperyalist Siyonist güçler bir kez daha coğrafyamızda çünkü.
Sykes Picot benzeri bir planla bölüyor, yakıp yıkıyor, öldürüyor ve ilerliyorlar...
Bu defa kullanmak istedikleri maşa PKK terör örgütü... Kılıfı ise Kürtler...
İşte bu tuzağa karşı binyıllık kardeşliği hatırlattı Cumhurbaşkanı Erdoğan.
"Şunu lütfen unutmayınız: 85 milyon olarak aşımız bir, ekmeğimiz bir, kıblemiz bir, vatanımız, toprağımız bir, bayrağımız, marşımız bir, devletimiz bir, en önemlisi de mazimiz bir, istikbalimiz bir, kaderimiz birdir" dedikten sonra sağ elini tokalaşacak gibi ileri uzattı:
"Buradan Gazi Meclis'imizden, milletin kürsüsünden sesleniyorum; sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle, sımsıkı tutmanı bekliyoruz. Siyonist İsrail'in aparatlığını, emperyalizmin uşaklığını, Türkiye düşmanlarının maşalığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslam'ına, ezanına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. 'Gel Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim' diyoruz. 'Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında al bayrağımızın gölgesinde aydınlık, müreffeh, kardeşçe bir istikbali birlikte kuralım' diyoruz. Bundan 101 sene önce Cumhuriyet'i birlikte kurduk, bu Cumhuriyet benim olduğu kadar senin de Cumhuriyetin. 'Gel Cumhuriyet'i birlikte hepimiz için bir esenlik yurdu yapalım' diyoruz. 'Gel yumruklarını sıkanları aradan çıkartalım' diyoruz. 'Gel terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım' diyorum. 'Gel milletin verdiği yetkiyi terör baronlarına peşkeş çekenlere, o yetkinin asıl sahibinin kim olduğunu gösterelim' diyorum."
Bu güçlü çağrı gibi muhatabı da çok net. Muhatap ne terör örgütü, ne terör örgütüne sırtını yaslayanlar. Muhatap doğrudan ve sadece Kürtler.
Muhatabın net ifade edilmesi anlamlıanlamsızbeyhude pek çok tartışmayı da bertaraf etti doğrusu.
Bunun bir süreç olmadığını;
Kürtlere teker teker yönelen samimi bir çağrı olduğunu;
Kürtler adına, Kürtlere rağmen ne bir örgüt, ne mekanizmanın karar veremeyeceğini;
ABD, İngiltere ya da başka bir ülkenin üçüncü taraf olamayacağını, garantörlük gibi hadsizliğin kabul görmeyeceğini;
KCK, PKK, YPG, Kandil, Sincar, Öcalan, Demirtaş, şu bu terör örgütü unsurlarının sözcülerinin ne temsil ne vekil olamayacağını son derece sarih şekilde ifade etti Cumhurbaşkanı.
Hafıza hatırlar çünkü. Toprak bilir. Ecdad konuşur.